top of page

ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN KANUNİ FAİZ DÜZENLEMESİNE İPTAL KARARI

Anayasa Mahkemesi 3095 Sayılı Kanuni Faiz Ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un, 5335 Sayılı Kanun’la değişik 1’inci maddesinde düzenlenen kanuni faiz düzenlemesini sözleşme ile düzenlenmeyen borç ilişkileri yönünden iptal etti.
01.12.2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan iptal kararında, iptale gerekçe olarak, "...iptal edilen maddede borcun geç ödenmesi nedeniyle belli bir oranda faiz ödenmesi öngörülmekle birlikte paranın değerinde oluşacak aşınmayı telafi etmek amacıyla enflasyon karşısında önemli ölçüde değer kaybına uğramadan ödenmesini sağlayacak mekanizmaların öngörülmediği, hukuk sisteminde alacağın enflasyon karşısında değer kaybının önlenmesi için etkili bir hukuk yolunun bulunmadığı..." gösterilmiştir.

ANAYASAA MAHKEMESİ'NİN 22.07.2025 TARİH, 2024/24 ESAS VE 2025/164 KARAR SAYILI İLAMI


KARARIN ÖZETİ


1. BAŞVURU VE UYUŞMAZLIĞIN TEMELİ

  • Başvuran: Kahramanmaraş 3. İdare Mahkemesi.

  • Olay: Deprem nedeniyle taşınmazın yıkılması sonucu idareye karşı açılan tazminat davasında, uygulanacak kanuni faiz oranının Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle itiraz.

  • İtiraz edilen norm: 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un, 5335 sayılı Kanun’la değişik 1. maddesi.

    • Metin: “Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununa göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse bu ödeme yıllık yüzde on iki oranı üzerinden yapılır. Cumhurbaşkanı, bu oranı aylık olarak belirlemeye, yüzde onuna kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmaya yetkilidir.”

  • Normun uygulama alanı: Sadece sözleşmeden doğan borçlara değil, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme gibi sözleşme dışı borç ilişkilerine de uygulanıyor.

2. NORMUN KAPSAMI VE UYGULAMA ALANI

  • Kanuni faiz oranı, sözleşmeden doğan borçlar dışında, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme ve kamu hukuku kaynaklı borç ilişkilerine de uygulanıyor.

  • Cumhurbaşkanı, bu oranı %10’a kadar indirebilir veya bir katına kadar artırabilir (yani %24’e kadar).

  • 2024’te Cumhurbaşkanı kararıyla oran %24’e çıkarılmıştır.

  • Bu oran, ekonomik koşullara göre değiştirilebilse de, üst sınırın dahi enflasyon karşısında yetersiz kaldığı iddia edilmiştir.

3. BAŞVURU GEREKÇESİ

  • Faiz, alacaklının parasını kullanamamasından doğan zararı telafi eden bir araçtır.

  • Enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde, sabit faiz oranı (ör. %12 veya %24) paranın değer kaybını karşılamamaktadır.

  • Mevduat, kredi, avans, gecikme faizleri ve devletin alacaklarına uygulanan faizler kanuni faizden çok daha yüksektir; bu durum eşitsizlik yaratmaktadır.

  • Cumhurbaşkanına tanınan artırma yetkisi de paranın değer kaybını önlemeye yetmemektedir.

  • Sonuç olarak, mülkiyet hakkı (m.35), hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik (m.2), etkili başvuru hakkı (m.40) ihlal edilmektedir.

4. ANAYASA MAHKEMESİ’NİN DEĞERLENDİRMESİ

a) Mülkiyet Hakkı ve Etkili Başvuru Hakkı

  • Para alacağı, Anayasa’nın 35. maddesi anlamında mülk kapsamındadır.

  • Devletin, hak edilen paranın değer kaybını telafi edecek mekanizmaları kurma yükümlülüğü vardır.

  • Enflasyonist dönemlerde sabit faiz oranı, alacaklının hakkını korumada yetersiz kalmaktadır.

  • Faiz oranı, paranın değerinde oluşacak aşınmayı telafi edecek düzeyde olmalıdır.

b) Ekonomik Gerçekler ve Faiz Oranının Yetersizliği

  • Yüksek enflasyon ve piyasa faizleri karşısında %12 veya %24’lük sabit oranlar, alacaklının makul olanın ötesinde ekonomik kayıp yaşamasına neden olmaktadır.

  • Hukuk sisteminde, alacağın enflasyon karşısında değer kaybını önleyen etkili bir mekanizma (bu norm bağlamında) öngörülmemiştir.

  • Bu nedenle, norm Anayasa’nın 35. ve 40. maddelerine aykırıdır.

5. KARARIN KAPSAMI VE YÜRÜRLÜĞÜ

  • Karar, sadece “sözleşmeden kaynaklanmayan borç ilişkileri” (haksız fiil, sebepsiz zenginleşme, kamu hukuku kaynaklı borçlar) için geçerlidir.

  • Sözleşmeden doğan borçlar bu iptal kapsamında değildir.

  • İptal hükmü, Resmî Gazete’de yayımlandıktan 9 ay sonra yürürlüğe girecektir.

  • Gerekçe: Hukuki boşluk kamu yararını ihlal edebilir; yasama organına yeni düzenleme için süre tanınmıştır.

6. KARŞI OY GEREKÇELERİ (Muhterem İNCE ve Ömer ÇINAR)

  • Türk Borçlar Kanunu m.122 gereği, alacaklı temerrüt faizini aşan zararını (ör. enflasyon farkı) ayrıca talep edebilir.

  • Yargıtay’ın son içtihatları, enflasyonist dönemlerde aşkın zararın varlığının karine olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtmektedir.

  • Bu nedenle, etkin bir telafi mekanizması zaten mevcuttur; normun iptaline gerek yoktur.

  • Sorunun norm iptaliyle değil, içtihat birliğiyle çözülmesi mümkündür.



ree


Yorumlar


bottom of page