DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI BAĞIMSIZ BİR HAK OLUP, ÖLEN KİMSE İLE TALEP EDENLER ARASINDA KANUNİ VEYA AKDİ BİR BAKIM YÜKÜMLÜLÜĞÜ, MİRASÇILIK YA DA AKRABALIK İLİŞKİSİ BULUNMASI GEREKMEDİĞİ
- Av. Özgür GÜL
- 16 May
- 7 dakikada okunur
Destekten yoksun kalma tazminatının yasal dayanağı 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 45'inci maddesi (6098 sayılı TBK'nın 53'üncü maddesi) olup destek kavramı, hukuki bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu amaçlar ve hısımlık ilişkisine ya da yasanın nafaka hakkındaki düzenlemelerine dayanmaz. Yasa gereğince bir kimseye yardım etmek zorunda bulunan kişi değil, eylemli ve düzenli olarak onun geçiminin bir bölümünü veya tümünü sağlayacak biçimde yardım eden ve olayların olağan akışına göre, eğer ölüm gerçekleşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Destek mutlaka para veya maddi katkı şeklinde olmayabilir. Bunun dışında çeşitli hizmet ve yardımlar ile de destek olunabilir.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ'NİN 20.03.2024 TARİH, 2021/8101 ESAS VE 2024/2923 KARAR SAYILI İLAMI
MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/325 E., 2022/325 K.
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ SAYISI : 2022/İHK-15716
DAVACILAR : 1...., 2.Hayriye Tahtacı, 3.... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 05.08.2021
HÜKÜM/KARAR : Başvurunun Kabulü/ İtirazın Reddi
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ SAYISI : K-2022/6674
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda, Uyuşmazlık Hakem Heyetince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara davacılar vekili ile davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince taraf vekillerinin itirazının reddine karar verilmiştir.
İtiraz Hakem Heyeti kararı davacılar vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 14.03.2021 tarihinde müteveffa ... Tahtacı'nın sevk ve idaresindeki aracın arızalanması üzerine aracını yolun sağ tarafına çekerek yağ ilave ederken davalı ... nezdinde ZMSS (Trafik) poliçesiyle sigortalı bulunan aracın çarpması ile meydana gelen kazada ... Tahtacı'nın vefat ettiğini, davacıların müteveffanın desteğinden mahrum kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiş; ıslahla taleplerini yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; olayda tarafların kusur durumunun netleşmediğini, ceza yargılamasının devam ettiğini, nişanlının tazminat talep etme hakkı olmadığını, uzman bilirkişi ya da bilirkişiler tarafından kusur ve destek zararı yönünden inceleme yapılması gerektiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1/5 oranında vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Hakem Heyeti tarafından alınan 28.11.2021 tarihli bilirkişi raporu ile müteveffa ... Tahtacı'nın kazada %60 asli kusurlu, karşı aracın kazada %40 tali kusurlu olduğunun belirlendiği, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve 0 teknik faiz ile tazminat hesabının yapıldığı, alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olduğu" belirtilerek nişanlı ... için 228.249,70 TL, anne Hayriye Tahtacı için 118.548,34 TL, baba ... için 74.837,01 TL destekten yoksun kalma tazminatının 30.07.2021 temerrüt tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte sigorta şirketinden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
IV. İTİRAZ
A. İtiraz Yoluna Başvuranlar
Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.
B. İtiraz Sebepleri
Davacılar vekili itiraz dilekçesinde; kusur raporunu kabul etmediklerini, desteğin asli kusurluymuş gibi hesaplama yapıldığını, taraflarınca alınan kusur uzmanı mütalaa raporu ile ceza dosyasında alınan adli tıp raporunda asli kusurun davalı nezdindeki araca verildiğini, kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, dosyanın itirazları doğrultusunda bilirkişiye gönderilmesini, davacılar lehine tam vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili itiraz dilekçesinde; ...'in müteveffanın nişanlısı olduğunun iddia edildiğini, ancak desteğin başvurana destek olduğuna dair delilin sunulmadığını, talebin bu nedenle reddi gerektiğini, nişanlılığın tek başına tazminat hakkı için yeterli bir neden olmadığını, nişanlının yaşı, daha önce evlenmemiş olması gibi ihtimaller dikkate alındığında evlenme ihtimalinin oransal olarak düşük tutulduğunu, kaza tespit tutanağında sigortalı araca kusur izafe edilmediğini, ceza davasında alınan kusur raporu ile ceza davasının kül halinde işbu başvuruyu etkileyeceğini, bekletici mesele yapılması gerektiğini, tazminat hesabında %1,8 teknik faizin kullanılması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Hakem Heyeti tarafından alınan 28.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda müteveffa ... Tahtacı'nın kazada %60 asli kusurlu, karşı aracın kazada %40 tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, kök rapora yapılan itirazlar üzerine alınan 09.12.2021 tarihli ek raporda da ilave gerekçeler açıklanarak, kök raporda varılan sonucun teyit edildiği, yine Hakem Heyeti tarafından görevlendirilen bilirkişi raporunda tazminat hesap edilen kişilerin kişisel özelliklerinin dikkate alındığı, bu bağlamda nişanlının yeniden evlenme olasılığının %40 olduğu belirlenerek bu oranda tazminattan indirim yapıldığı, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve 0 teknik faiz esas alınarak destekten yoksun kalma tazminatı hesap edildiği, bilirkişi raporunun detaylı, gerekçeli, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu" gerekçesi ile taraf vekillerinin itirazlarının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına itirazlarında ileri sürülen nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına itirazlarında ileri sürülen nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe:
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı ... tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle ölenin desteğinden yoksun kalanların destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 85, 89 ve 91 inci maddeleri, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 53 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacılar vekili ile davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Eldeki davada olay yerine gelen kolluk görevlilerince düzenlenen olay yeri tespit tutanağında; kazaya karışan aracın dörtlülerinin yanmadığı, kaputun açık olduğu, araç arkasında ikaz levhalarının olmadığı, aracın sol dikiz aynası haricinde hasarlı kısmının bulunmadığı, aynanın uç kısmında beyaz renkli sürtünme izi olduğu, yol üzerinde her hangi bir fren izi olmadığı, çekici üzerinde yapılan incelemede ise; sağ ön yolcu kapısının altında yerden 93 cm yükseklikte dorse kısmının sağ yan malzemelik kısmında yerden 77 cm yükseklikte yeni oluşmuş sürtünme izinin olduğu tespit edilmiştir. 21.11.2021 tarihli kusur bilirkişisi raporunda; araç sürücüsünün 3 mt genişlikteki emniyet şeridinin en sağ kısmına yaklaştırmadan indiği, indikten sonra aracının arka tarafından gelen araçların dikkatini çekmek ve bilgilendirmek için en az 150 mt geriye uyarı levhası koymadan aracının sol yanında (yol tarafında) çalışma yapmasının kazanın meydana gelmesinde etkili olduğu belirtilmiştir. Çekicinin park halindeki araca ve devamında sol kısmında yola bir miktar taşmış şekilde bulunan yayaya aracının sağ kapı menteşe kısım ile birlikte çarptığı, çekicinin lastiğinin emniyet şerit çizgisini geçmediği anlaşılmakta ise de çekici sürücüsünün kaza öncesinde aracı görmesine rağmen takoğraf raporunda ortaya çıktığı üzere 80 km/hız ile araca ve yayaya çarptığı düşünüldüğünde 2918 sayılı Yasanın 52/b maddesini ihlal ettiği belirtilmiş, araç sürücüsü müteveffa ... Tahtacı'ya asli %60, çekici sürücüsüne tali %40 kusur verilmiştir.
16.12.2021 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nce hazırlanan raporda; çekici sürücüsüne meydana gelen olayda dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara riayetsizliği nedeni ile asli kusur, müteveffa sürücüye aracın bakımını yaparken tedbir almadan, mahal ve yol şartlarına göre can güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde tedbirsiz ve kurallara riayetsiz davranışı nedeni ile tali kusur verilmiştir.
Olay günü düzenlenen kaza tespit tutanağında ise; müteveffa sürücünün "yerleşim birimleri dışında zorunlu haller dışında park etmek, duraklamak yasaktır" kuralını ihlal ettiği ve emniyet şeridinde uyarıcı levha koymaksızın aracını park ettiği için tamamen kusurlu olduğu belirlenmiştir.
İtiraz Hakem Heyetince alınan kusur bilirkişisi raporu, ceza dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporu ve kaza tespit tutanağında tarafların kusur oranlarının belirlenmesinde açık çelişki olduğu anlaşılmakla, İstanbul Teknik Üniversitesi veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişiden dosyadaki tüm deliller, mevcut kusur raporları ile ceza dosyasındaki ifadeler de birlikte değerlendirilerek raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde kusur oranlarının belirlenmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli biçimde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
3. Dosya kapsamından müteveffa ... ile davacı Ece'nin nişanlı oldukları, kazanın da müteveffa ile ailesinin davacı Ece'nin ailesini ziyarete gittikleri sırada meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Destekten yoksun kalma tazminatının yasal dayanağı 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 45. maddesi (6098 sayılı TBK'nın 53. maddesi) olup destek kavramı, hukuki bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu amaçlar ve hısımlık ilişkisine ya da yasanın nafaka hakkındaki düzenlemelerine dayanmaz. Yasa gereğince bir kimseye yardım etmek zorunda bulunan kişi değil, eylemli ve düzenli olarak onun geçiminin bir bölümünü veya tümünü sağlayacak biçimde yardım eden ve olayların olağan akışına göre, eğer ölüm gerçekleşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Destek mutlaka para veya maddi katkı şeklinde olmayabilir. Bunun dışında çeşitli hizmet ve yardımlar ile de destek olunabilir.
Yine destekten yoksun kalma tazminatı niteliği itibarıyla, üçüncü kişilere, desteğin gelir ve yardımından yoksun kalmaları nedeniyle tanınmış, bağımsız bir hak olup, mirasçılık sıfatı ve miras hukuku ile ilgisi yoktur. Çünkü bu hak, mirasçılık sıfatından değil, eylemli olarak destek olanın ölümü nedeniyle, onun gelir ve yardımından yoksun kalma ya da farazi destek olma olgusundan kaynaklanmaktadır.
Bu itibarla, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53 üncü maddesinde “ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler” tabirinden, ölenle aralarında yakın ilişki bulunan anası, babası, eşi, çocukları, kardeşleri, nişanlısı, hatta evlilik dışı birlikte yaşadığı kimsenin anlaşılması gerektiği; miras hukuku ile ilgili olmadığı için de, mirasçı olmak veya ölen yönünden nafaka borçlusu bulunmak zorunluluğunun bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır (Turgut Uygur, Açıklamalı Içtihatlı Borçlar Kanunu Sorumluluk ve Tazminat Hukuku, Ankara 2003, 2.Cilt, s:2062). Bu haliyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecek kimseler yönünden herhangi bir sınırlama yapılmadığı ve müteveffanın yardımından mahrum kalma esasının kabul edildiği kuşkusuzdur.
Sonuç olarak, destekten yoksun kalma tazminatı nitelik itibariyle bağımsız bir hak olup ölen kimse ile davacılar arasında kanuni veya akdi bir bakım yükümlülüğü, mirasçılık ya da akrabalık ilişkisi bulunması gerekmediğinden, müteveffa ile davacı Ece'nin nişanlı olması destekten yoksun kalma davasının açılmasına engel değildir. Yine destek kavramı eylemli ve düzenli bir durumu ifade edip mutlaka para ve maddi katkı şeklinde olması da gerekmemektedir.
Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Somut olayda davacı ...'in müteveffanın nişanlısı olduğu kabul edilerek yazılı şekilde tazminata hükmedilmişse de, davacı Ece'nin müteveffadan fiilen destek alıp almadığı araştırılmaksızın destek alan olarak kabulü doğru olmamıştır. Yukarıda açıklanan ilkeler ve belirtilen sebeplerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacılar vekili ile davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacılar ve davalı vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacılara ve davalıya iadesine,
Dosyanın mahkemeye gönderilmesine, 20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Comments