AVUKATIN HAKSIZ AZLİ NEDENİ İLE AÇILAN VEKALET ÜCRETİ ALACAĞI DAVALARINDA ÖNCELİKLE TÜKETİCİ HAKEM HEYETİNE BAŞVURUDA BULUNULMASI GEREKMEDİĞİ
- Av. Özgür GÜL
- 29 Tem
- 4 dakikada okunur
Tüketici hakem heyetlerinin hangi uyuşmazlıklarda görevli olduğu, 6502 sayılı Kanunu'nun 66 ve devamı maddeleri ile aynı Kanun’un 72. ve 84. maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinde düzenlenmiştir.
Somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekil azlin haksız olması nedeniyle hem dava dosyası hem de icra takip dosyasındaki akdi ve karşı yan vekalet ücretlerinin muaccel hale geldiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00 TL vekalet ücreti alacağının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacının azlin haksız olduğunun tespiti talebinin yargı organlarının niteliklerine ve sıfatlarına sahip olmayan tüketici hakem heyetince çözüme kavuşturulması mümkün değildir. Bu anlamda, söz konusu talep tüketici hakem heyetinin görev alanı dışında kalmaktadır.
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ'NİN 03.03.2025 TARİH, 2024/2482 ESAS VE 2025/1292 KARAR SAYILI İLAMI
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2841 E., 2024/656 K.
DAVA TARİHİ : 23.10.2020
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2020/316 E., 2022/412 K
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalının, müvekkili avukatı vekil olarak atadığını ve aralarında vekalet ücreti sözleşmesi imzalandığını, davacı avukat tarafından davalının geçirmiş olduğu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle araç sürücüsü, araç işleteni ve sigorta şirketine karşı maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile 477.731,64 TL maddi tazminatın ve 7.000,00 TL manevi tazminatın hüküm altına alındığını, hüküm altına alınan tazminatın tahsili için icra takibine geçildiğini, davalı borçlu sigorta şirketinden sorumluluğu oranında tahsilat yapıldığını ve davalıya 02.10.2020 tarihinde banka kanalıyla ödeme yapılarak aynı tarihte davalıdan ibraname alındığını, yapılan hesaplamalar ve icra müdürlüğüyle yapılan görüşmeler sonucunda sigorta şirketi tarafından eksik ödeme yapıldığının anlaşılması üzerine 05.10.2020 tarihinde UYAP sistemi üzerinden dilekçe gönderilerek davalının da aynı gün haberdar edildiğini, 06.10.2020 tarihinde de dilekçeye istinaden sigorta şirketinden tahsilat yapıldığını, ancak, davalıya ulaşılmaya çalışılmış olmasına rağmen ulaşılamadığını, 07.10.2020 tarihinde davalının azilname gönderdiğinin anlaşıldığını, azlin haksız olması nedeniyle hem dava dosyası hem de icra takip dosyasındaki akdi ve karşı yan vekalet ücretlerinin muaccel hale geldiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000,00 TL vekalet ücreti alacağının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı avukatın davalıya hesap vermediğini, ofisine çağırarak ibraname imzalattığını, ibraname konusunda davacı avukatın herhangi bir açıklama yapmadığını, ibraname düzenlendikten ve davacı avukat azledildikten sonra davacı avukatın hesabına icra müdürlüğü tarafından 40.219,77 TL daha ödeme yapıldığını, ancak bu ödemenin icra müdürlüğüne iade edilmediği gibi davalıya da verilmediğini, azlin haklı nedenlere dayandığını, bu nedenle davacı avukatın vekalet ücretine hak kazanamayacağını, kaldı ki ibraname ile davacı avukatın vekalet ücretini tahsil etmiş olduğunu beyanla savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; avukatın alacaklı olduğu tutarın 50.873,73 TL olmasına rağmen uhtesinde kalan tutarın 86.725,00 TL olduğu, avukatın müvekkiline eksik ödeme yapması sebebi ile azlinin haklı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dava değeri talep tarihi itibariyle tüketici hakem heyetlerinin zorunlu görev sınırı dâhilinde kaldığından öncelikle tüketici hakem heyetine başvuruda bulunulması gerektiği, bu hususun dava şartı olduğundan kamu düzenine ilişkin olduğu, Mahkemece, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın dava şartı yokluğundan HMK'nun 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; yapılacak bilirkişi incelemesi ile asıl alacağın tespit edileceği, müddeabihi arttırma hakkı saklı kalmak kaydıyla dava açıldığını, alacağın belirleneceği ve Tüketici Hakem heyeti sınırını aştığını, azlin haksız olduğunu ve müvekkilinin vekalet ücreti alacağının yanlış hesaplandığı, icra vekalet ücretinin de hesaplanması gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, haksız azil nedenine dayalı olarak vekalet ücreti alacağının tahsili talebine ilişkindir.
1. Tüketici hakem heyetlerinin hangi uyuşmazlıklarda görevli olduğu, 6502 sayılı Kanunu'nun 66 ve devamı maddeleri ile aynı Kanun’un 72. ve 84. maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinde düzenlenmiştir.
2. Somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekil azlin haksız olması nedeniyle hem dava dosyası hem de icra takip dosyasındaki akdi ve karşı yan vekalet ücretlerinin muaccel hale geldiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00 TL vekalet ücreti alacağının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacının azlin haksız olduğunun tespiti talebinin yargı organlarının niteliklerine ve sıfatlarına sahip olmayan tüketici hakem heyetince çözüme kavuşturulması mümkün değildir. Bu anlamda, söz konusu talep tüketici hakem heyetinin görev alanı dışında kalmaktadır.
3. Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince; mevcut davanın kısmi dava niteliğinde olduğu ve tespite ilişkin talebinin ise tüketici hakem heyetinin görev alanı dışında kaldığı değerlendirilerek, uyuşmazlığın görülmesi ve istinaf başvurusunun davanın esası hakkında inceleme yapılarak neticelendirilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4. Bozma sebebine göre temyiz eden davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,
2. Bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

what a wonderful world we are living, i still can believe that what i least believed was the best approach to my problem after 11 years of suffering with herpes i finally decided
to try herbal medicine after visiting dr. festus page on tiktok. I'm hazel, am from California I'm so happy to let you all in this community know how this powerful herbal doctor
whole saved me from herpes just after 2 weeks of taking his medicine. Now i have been able to date again since my diagnoses, because I couldnt help the situation, cus the more I
tried, the harder it becomes so have been where a lot of you are right now and that why i'm here…