TARAFLARIN ÜZERİNDE SERBESTÇE TASARRUF EDEMEYECEKLERİ BİR ZAMANDA UYUŞMAZLIK KONUSU OLMADAN ARABULUCULUK TUTANAĞI DÜZENLEYEMEYECEKLERİ
- Av. Özgür GÜL
- 17 saat önce
- 4 dakikada okunur
29.06.2022 tarihi itibarıyla iş sözleşmesi devam eden davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti gibi iş sözleşmesinin sona ermesine bağlı tazminat ve alacakların ödeneceğinden söz edilmesinin çelişki oluşturduğu, davacının işten çıkışının 31.10.2022 tarihinde yapılması karşısında gerçekte bir fesih işlemi olmadığı hâlde avans niteliğinde ödemelerin kıdem ve ihbar tazminatı olarak gösterilmesi, ayrıca iş sözleşmesi sona ermediği hâlde kullandırılmayan yıllık izin hakkının parasal alacağa dönüştürülmesinin kanuna uygun görülemeyeceği ve gerçekte bir fesih söz konusu olmadığı hâlde işçiye ihbar ve kıdem tazminatı adı altında bir ödemenin arabulucu önünde yapılan anlaşma ile kararlaştırılmış olmasının ödemenin avans niteliğini ortadan kaldırmayacağı, aynı şekilde iş sözleşmesi sona ermediği hâlde yıllık ücretli izin hakkının arabulucu anlaşma tutanağı ile paraya tahvil edilmesinin de kabul edilemeyeceği
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ'NİN 03.03.2025 TARİH, 2024/15165 ESAS VE 2025/2237 KARAR SAYILI İLAMI
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2077 E., 2024/1121 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/1525 E., 2023/642 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 03.10.2015 tarihinde işe başladığını, 31.10.2022 tarihine kadar benzin istasyonunda pompacı olarak bilfiil çalıştığını, iş sözleşmesi devam ederken davalı işverenin 29.06.2022 tarihinde kendisinin belirlemiş olduğu arabulucuya müvekkili ile diğer iş arkadaşlarını rızaları ve iradeleri dışında götürerek, müvekkili ve diğer iş arkadaşlarından ibra almak amacıyla sözde anlaştığını, arabuluculuk tutanağında belirtilen ücret (maaş) alacağı, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti alacağı, asgari geçim indirimi alacağı, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti, yıllık ücretli izin alacağı, yol ve yemek ücreti alacakları konularında ihtiyari arabuluculuk suretiyle 29.06.2022 tarihinde yapılan ihtiyari arabuluculuk görüşmelerinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek arabuluculuk anlaşma belgesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı taraf arabuluculuk tutanakları ile davalının kendi arabulucusuna zorlanarak iş sözleşmesinin feshedildiğini iddia etse de davacının yaşı, kıdem süresi, eğitim durumu ve iş tecrübesi nazara alındığında arabuluculuk faaliyetinin anlamını ve önemini anlayacak durumda olduğunun aşikar olup davacı tarafın iradesinin sakatlandığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, taraflar arasında yapılan 2022/222306 No.lu arabuluculuk tutanağında olduğu gibi bazı işverenlerin sözleşmeyi feshetmeden belli aralıklarla işçi alacaklarını ödediklerini, müvekkili Firma tarafından da bu amaç doğrultusunda hareket edilip arabuluculuğa gidilip anlaşma sağlandığını, müvekkilinin amacının işçilerinin ödemelerini dönem dönem almaları olduğunu, Firmanın davacıya ekte sunulan dekontlardan anlaşılacağı üzere 56.707,00 TL ödeme yaptığını, işçilik alacakları ve ödenen miktar arasında bir orantısızlık söz konusu olmadığını, bu sebeple objektif ve subjektif unsurların oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı Şirkette pompacı olarak çalıştığı, davacının davacı tanıkları ile beraber arabuluculuk tutanağını imzalamış olduklarının tanık beyanlarından anlaşıldığı, fesih bildiriminin yapıldığı 31.10.2022 tarihinden önce davacının davalı tarafından seçilen arabuluculuğa yönlendirildiği, işveren ve işçi arasında işçilik alacakları konusundaki uyuşmazlığa ilişkin arabuluculuk tutanağının düzenlendiği tarih dikkate alındığında tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir zamanda uyuşmazlık konusu olmadan arabuluculuk tutanağı düzenlendiği, ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinin arabuluculuğun amacına uygun olmadığı ve iptalinin gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 2022/222306 numaralı 29.06.2022 tarihli ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda davacı işçinin davalıya ait işyerinde 03.10.2015-31.10.2022 tarihleri arasında çalıştığı, davalı işveren tarafından ihtiyari arabuluculuk süreci başlatılarak düzenlenen anlaşma tutanağında davacıya ücret (maaş) alacağı, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, asgari geçim indirimi, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti, yıllık ücretli izin, yol ve yemek ücreti alacaklarının ödeneceğinin kararlaştırıldığı, sonrasında davacının hesabına 01.11.2022 tarihinde işçilik alacağı adı altında 36.653,30 TL ödendiği, tutanağın düzenlendiği 29.06.2022 tarihi itibarıyla iş sözleşmesi devam eden davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti gibi iş sözleşmesinin sona ermesine bağlı tazminat ve alacakların ödeneceğinden söz edilmesinin çelişki oluşturduğu, davacının işten çıkışının 31.10.2022 tarihinde yapılması karşısında gerçekte bir fesih işlemi olmadığı hâlde avans niteliğinde ödemelerin kıdem ve ihbar tazminatı olarak gösterilmesi, ayrıca iş sözleşmesi sona ermediği hâlde kullandırılmayan yıllık izin hakkının parasal alacağa dönüştürülmesinin kanuna uygun görülemeyeceği ve gerçekte bir fesih söz konusu olmadığı hâlde işçiye ihbar ve kıdem tazminatı adı altında bir ödemenin arabulucu önünde yapılan anlaşma ile kararlaştırılmış olmasının ödemenin avans niteliğini ortadan kaldırmayacağı, aynı şekilde iş sözleşmesi sona ermediği hâlde yıllık ücretli izin hakkının arabulucu anlaşma tutanağı ile paraya tahvil edilmesinin de kabul edilemeyeceği, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
a. Davacının yaşı, kıdem süresi, eğitim durumu ve iş tecrübesi nazara alındığında, arabuluculuk faaliyetinin anlamını ve önemini anlayacak durumda olduğunu, bu sebepten davacı tarafın iradesinin sakatlandığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,
b. Menfaat birliği içindeki tanık beyanlarının hükme esas alındığını,
c. Gerekçe belirtilmeden tamamen soyut beyanlara dayanarak karar verildiğini,
d. Tarafların anlaştıkları ücretin ödenmesinden aylar sonra tutanağın iptalinin istenmesinin ayrı bir çelişki içerdiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgelerinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/5 hükmü kapsamında geçerli bir anlaşma belgesi olup olmadığı ve buna göre iptalinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Comments