MESKENİYET ŞİKAYETİ, YALNIZCA TAKİP BORÇLUSUNA TANINMIŞ BİR HAK OLUP; TAKİPTE BORÇLU SIFATI TAŞIMAYAN TASARRUFUN İPTALİ DAVASINDA GAYRİMENKUL MALİKİ 3. KİŞİNİN BU ŞİKAYETTE BULUNMAYA HAKKI YOKTUR.
- Av. Özgür GÜL
- 20 saat önce
- 3 dakikada okunur
İİK'nın 283/1. maddesine göre "Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile, hakkını almak yetkisini elde eder ve davanın konusu taşınmazsa, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını istiyebilir." satış ile üçüncü kişiye geçen mülkiyet tasarrufun iptaline karar verilmesi ile borçluya geri dönmez. Yalnızca, alacaklıya, üçüncü kişiye ait taşınmaz üzerine haciz koydurarak sattırmak suretiyle alacağını tahsil imkanı verir. Hacze dayanak yapılan tasarrufun iptali ilamında da anılan yasa hükmüne uygun olarak yalnızca satış işleminin iptaline karar verilmekle yetinilmiş olup; üçüncü kişi adına olan tapu kaydının iptali ile borçlu adına tesciline dair bir hüküm kurulmamıştır. Bu nedenle, taşınmazın mülkiyeti şikayetçi 3. kişiye aittir.
Öte yandan, İİK.'nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; takipte borçlu sıfatı taşımayan üçüncü kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur.
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ'NİN 20.03.2025 TARİH, 2025/798 ESAS VE 2025/2532 KARAR SAYILI İLAMI
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
İstanbul 8. İcra Müdürlüğü'nün 2016/28236 (2019/43069) Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden genel haciz yolu ile icra takibine başlandığı, şikayete konu 9827 sayılı parselin, takip borçlusu ... tarafından 3. kişiye satış suretiyle temlik edilmesi üzerine takip alacaklısı anılan parsel hakkında takip borçlusu ve ..., ... ve ... ’e karşı tasarrufun iptali davası açtığı, yapılan yargılama sonucunda Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 05.04.2022 tarih ve 2020/109E. - 2022/165 K. sayılı ilamı ile ''...İstanbul Güngören ilçesi, 42 pafta 9827 parsel sayılı taşınmazın davalı borçlu ... tarafından davalı ...'e devrine ilişkin 25.05.2016, davalı ... tarafından davalılar ... ve ...'e devrine ilişkin 12.01.2018 tarihli tasarrufların talep konusu olan.... İstanbul 8.İcra Dairesi'nin 2019/43069 sayılı dosyaları ile takip konusu yapılan alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere İİK 277 vd maddeleri uyarınca iptaline,...'' karar verildiği, bilahare, sözü edilen tasarrufun iptali ilamına istinaden alacaklı vekilinin talebiyle şikayet konusu taşınmaz üzerine anılan icra dosyasından haciz konulduğu ve şikayetçi ... tarafından kayden maliki (hissedarı) olduğu taşınmaza yönelik meskeniyet iddiasında bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, İİK'nın 283/1. maddesine göre "Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile, hakkını almak yetkisini elde eder ve davanın konusu taşınmazsa, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını istiyebilir." satış ile 3. kişiye geçen mülkiyet tasarrufun iptaline karar verilmesi ile borçluya geri dönmez. Yalnızca, alacaklıya, 3. kişiye ait taşınmaz üzerine haciz koydurarak sattırmak suretiyle alacağını tahsil imkanı verir. Hacze dayanak yapılan tasarrufun iptali ilamında da anılan yasa hükmüne uygun olarak yalnızca satış işleminin iptaline karar verilmekle yetinilmiş olup; 3. kişi adına olan tapu kaydının iptali ile borçlu adına tesciline dair bir hüküm kurulmamıştır. Bu nedenle, taşınmazın mülkiyeti şikayetçi 3. kişiye aittir.
Öte yandan, İİK.'nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur.
Somut olayda, şikayetçi ... yukarıda değinilen yasal düzenleme ve açıklamalar uyarınca icra takibinde "borçlu" sıfatını taşımaması nedeniyle meskeniyet şikayetinde bulunamayacağından Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, tasarrufun iptali ilamının hüküm ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde haczin kaldırılmasının talep edilemeyeceğine ilişkin gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonuçta istemin reddine karar verildiğinden sonucu itibariyle doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ:
Şikayetçinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 615,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 20.03.2025 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Comments