top of page

YARGITAY KARARI

Dairesi

Esas No

3. H.D.

2017/7411

Kararın Tarihi

Karar No

2 Mayıs 2019

2019/4048

İlgili Hukuk

HMK

a09bf6a3ef5ead5bfa98fb39e07d1f88.jpg

Eklenme Tarihi

8 Eylül 2023 22:14:19

ÖZET

HMK'nun 166.maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür. Ancak, birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurmaktadır. Diğer bir anlatımla, asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız, müstakil davalardır. Bu nedenle, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanması, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin ayrı ayrı tayin edilmesi gerekmektedir.

KARAR

MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ



Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl ve birleşen dosya davacısı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:



Y A R G I T A Y K A R A R I



Asıl davada davacı; Genel Müdürlük "G" Blok bodrum katında yer alan 15 m² lik kapalı alanın Özbulguroğlu unvanına havi firmaya 11/08/2005 tarihinden itibaren gerçekli olmak üzere bir yıl süre ile kiraya verildiğini, kiracının taşınmazın kirası, elektrik ve su bedellerini ödemediğini, bu nedenle hakkında dört ayrı icra takibi yapıldığını, takiplerin kesinleştiğini, ayrıca 13. İcra Hukuk Mahkemesinden tahliyesi kararı alındığını, bu dosyalar nedeni ile kiralanan iş yerindeki menkullerin haczedildiğini, ancak haciz sırasında davalı Yasinbir Unlu Mamuller Gıda Tur. İnş. Teks. San. ve Tic. Ltd. Şti. temsilcisi ... 'in istihkak iddiasında bulunduğunu, istihkak iddiasının iptali istemi ile ... İcra Hukuk Mahkemesinde dava açtıklarını, Mahkemece, davalının istihkak iddiasının iptaline karar verildiğini, kiracı Özbulguroğlu şirketinin ticaret sicilinde faal görülmesine rağmen fiilen muvazaalı olarak ticareti terk ettiğini ve işletmeyi devrettiğini, işletmeyi devralan Yasinbir Unlu Mamuller Gıda Tur. İnş. Teks. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin devralınan şirketin borçlarından sorumlu olduğunu belirterek 45.227,47 TL asıl alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ve ayrıca dava tarihine kadar işlemiş 21.154,41 TL faizin ise faizsiz olarak tahsiline karar verilmesini talep etmiş, sunduğu 27.03.2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile asıl dava dilekçesindeki 45.277,47 TL alacağı bilirkişi raporu doğrultusunda 50.685,69 TL olarak, 21.154,41 TL faiz talebini de 24.111,36 TL olarak artırmıştır.


Davacı, iş bu dosya ile birleşen davasında; Özbulguroğlu İnş.Tur.Gıda Teks.San.İç ve Dış Tic.Ltd.Şti aleyhine davacı kuruma olan borçları nedeniyle icra takibi yaptıklarını ve icra takiplerinin kesinleşmiş olduğunu, 29/09/2006 tarihinde haciz sırasında Yasinbir Unlu Mamüller Gıda Turizm İnşaat Teks.San.Ltd.Şti yetkilisi olduğunu belirten Nermin Göçmen tarafından işyerinin satın alındığını bildirildiğinden devir alınan işletmenin borçlarından sorumlu olduğunu, bu nedenle 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/113 esasında dava açıldığını, asıl davada davalı olan şirketin adresinde bulunan "Çıtır Simit" isimli işyerinde "...-Çıtır Simit" adındaki tacirin devraldığını öğrendiklerini, ‘Çıtır Simit’ isimli işyerinin borçlu Özbulguroğlu şirketi tarafından işletilmekte iken Yasinbir şirketine sonra da ...-Çıtır Simit'e devredildiğini, bu devir işlemlerinin muvazaalı olarak yapıldığını, şirketin ortakları ile ...'nun soyadı aynı olup, akrabalık ilişkisi bulunduğunu, bu nedenle ...'nun da Özbulguroğlu şirketinin borçlarından dolayı sorumluluğunun bulunduğunu bildirerek 48.104,56 TL anapara ile dava tarihine kadar işleyen 19.957,88 TL temerrüt faizi olmak üzere 68.062,44 TL'nin davalıdan tahsiline, ana paraya dava tarihinden tahsil tarihine kadar temerrüt faizi işletilmesine karar verilmesini talep etmiş, sunduğu 27.03.2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile birleşen dava dilekçesindeki 48.104,56 TL alacağı bilirkişi raporu doğrultusunda 50.685,69 TL olarak, 19.957,88 TL faiz talebini de 24.111,36 TL olarak artırmıştır.


Davalılar; davaya cevap vermemiştir.


Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulü ile, 48.104,59 TL asıl alacak ve 21.726,11 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 69.830,70 TL alacağın; 48.104,59 TL asıl alacağa dava tarihi olan 12/03/2008 tarihinden (davalı ... yönünden faizin başlangıç tarihinin 05/06/2008 tarihi olmak kaydıyla) itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 24. İcra Müdürlüğünün 2006/3610 sayılı dosyasına yapılan 960,00 TL, 13. İcra Müdürlüğünün 2006/7980 sayılı dosyasına yapılan 593,24 TL olmak üzere toplam 1.553,24 TL'nin infaz aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, karar verilmiş; hüküm asıl ve birleşen dosya davacısı tarafından temyiz edilmiştir.


1-) HMK'nun 166.maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür.


Ancak, birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurmaktadır. Diğer bir anlatımla, asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız, müstakil davalardır. Bu nedenle, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanması, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin ayrı ayrı tayin edilmesi gerekmektedir.


Somut olayda ise, asıl ve birleşen davalar bakımından ayrı ayrı hüküm kurulmamıştır. Hal böyle olunca, Mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar da dikkate alınmak suretiyle asıl ve birleşen davada ayrı ayrı hüküm kurularak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.


2-) Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.


SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

bottom of page