Av. Bilgi GÜL & Av. Özgür GÜL
ÖZET
Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilâmın icra ve infaz kabiliyeti bulunmadığı, bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanının sınırlı olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması gerektiği, somut olayda davanın niteliği itibarıyla 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinde sayılı davalardan olmadığından arabuluculuk başvurusunun dava şartı niteliğinde olmadığı, davacının işten çıkış kodunun Kuruma (03) olarak bildirilmiş olduğu, Kurum mevzuatı gereği işten çıkış kodlarını düzeltme yetki ve talebinin işveren uhdesinde olup işverenlerin yazılı başvurusu hâlinde düzeltme işlemi yapılabileceğinden davanın doğru hasma yöneltildiği, davacının işsizlik ödeneğinden çıkış kodu nedeniyle faydalanamadığı, eldeki davayı açarak doğru ayrılış kodunun tespitinde hukuki yararı olduğu, işverence kodun değiştirilmediği, tüm dosya kapsamından, davalı işverence çalışma koşullarında esaslı değişikliği kabul etmeyen çalışanların ... sözleşmelerinin tazminatları ödenerek feshedildiği, fesih iradesini ortaya koyanın işveren olduğu, davacının istifa iradesi olmadığından çıkış kodunun (03) olarak Kuruma bildirilmesinin hatalı olduğu...
KARAR
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/4272 E., 2022/1417 K.
DAVA TARİHİ : 25.05.2018
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
SAYISI : 2018/210 E., 2019/169 K.
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.....2011 tarihinde davalı Bankanın ... Şubesinde çalışmaya başladığını, işten ayrılış nedenine ilişkin olarak Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bildirilen çıkış kodunu fiili duruma uygun olmadığını; işten ayrılış bildirgesinde (22) numaralı ayrılış kodunun belirtilmesi nedeniyle işsizlik ödeneğinden faydalanamadığını, belirtilen çıkış kodunun geniş bir yoruma tâbi olduğunu, müvekkilinin bu kodla işten çıkartılmasına dayanak teşkil edecek bir eyleminin bulunmadığını belirterek işten ayrılış bildirgesindeki kod numarasının değiştirilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili ıslah dilekçesinde, davacı müvekkilinin istifa iradesi bulunmamasına rağmen işveren tarafından yapılan baskı sonucu istifaya zorlanmış olduğunu, davalı işveren tarafından müvekkilinin istifa ettiği iddia edilmiş olmasına rağmen kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapılmasının izah edilemediğini, müvekkilinin işten ayrıldıktan sonra uzunca bir süre ... bulamaması sebebiyle mağdur olduğunu, işveren tarafından işten ayrılış kodunun (03) olarak bildirilmiş olması sebebiyle müvekkilinin işsizlik ücreti alamadığını belirterek müvekkilinin ... sözleşmesinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde feshedildiğinin tespitine ve ayrılış bildirgesindeki kodun değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ... sözleşmesinin davacının istifa etmesi suretiyle sona erdiğini, bu nedenle de SGK'ya duruma uygun bildirimde bulunulduğunu, hiçbir şekilde davacının iddia ettiği gibi (22) kod belirtilerek bildirimde bulunmadıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanlarının birlikte değerlendirilmesi sonucunda, şubede gerçekleşen bir olumsuzluk sebebiyle şube çalışanlarının görev yerlerinin değiştirilmesine dair karar alındığı, bu karar kapsamında davacının da görev yerinin değiştirilmek istendiği, görev yeri değişikliğini kabul etmeyen personele kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarını alarak ayrılma imkânı tanındığı, işverenin yönetim hakkı kapsamında işçilerin çalışma koşullarında değişiklik yapabileceği, ancak bu değişikliklerin ... akışı kapsamında makul kabul edilebilmesi ve değişiklik yapılırken dürüstlük kuralı ve iyiniyetle bağlı olarak hareket edilmesi gerektiği, davacının çalıştığı şubenin değiştirilmesi çalışma koşullarında esaslı değişiklik niteliğinde olup bu değişikliğin geçerli olarak kabul edilebilmesi için bu değişikliğin işçiye yazılı olarak bildirilmesi ve işçi tarafından da bu değişikliğin yazılı olarak kabul edilmiş olması gerektiği, dosya kapsamı itibarıyla davacının işyerinin değiştirilmesine ilişkin olarak davacıya iletilmiş yazılı bir bildirim olmadığı gibi davacı tarafça bu değişikliğin kabul edildiğine dair de yazılı bir bildirim bulunmadığı, diğer taraftan dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesinden ... sözleşmesinin feshedilmesi sonrası davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödendiği, bu hususta taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, ... sözleşmesinin istifa suretiyle sona ermesi hâlinde işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağı, tanık beyanları doğrultusunda, işyerinin değiştirilmesine ilişkin teklifin davacı tarafça kabul edilmemesi üzerine ... sözleşmesinin davalı tarafça sona erdirildiğinin kabul edildiği, zira davacı işçinin istifa etmiş olmasına rağmen davalı tarafça işçiye hem kıdem hem de ihbar tazminatının ödenmiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve ... sözleşmesinin davalı işveren tarafından davacının kıdem tazminatı hak kazanacak şekilde feshedildiğinin tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacının arabulucuya başvurmadan dava açtığını, yasal düzenleme gereği arabuluculuk süreci gerçekleştirilmeden müvekkili Şirkete karşı dava açılmasının mümkün olmadığını, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının talebinin açık ve anlaşılır olmadığını, tam olarak hangi hususta talepte bulunulduğunun belirtilmediğini, ıslah dilekçesinde (03) No.lu istifa kodunun gerçeği yansıtmadığını tespit etme gayesi içinde olduklarının ifade edildiğini, ancak başkaca bir açıklama yapılmadığını, kaldı ki SGK kaydının düzeltilmesinde muhatabın müvekkili Banka olmadığını, davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkil Banka tarafından SGK’ya eksik veya hatalı bir bildirim yapılmadığını, zira davacının işten istifa ile ayrıldığını, işbu istifa iradesine istinaden SGK çıkış kodunun “03- Belirsiz Süreli ... sözleşmesinin işçi tarafından feshi (istifa)” olarak bildirildiğini, dolayısıyla müvekkili Banka tarafından yapılan bildirimde bir hata, eksiklik veya tutarsızlık bulunmadığını, davacı taraf SGK kayıtlarında düzeltme talep ediyorsa bu talebini SGK’ya karşı ileri sürmesi gerektiğini, aynı şekilde dava açılmadan önce Kuruma başvuru yapılıp yapılmadığının belli olmadığını, 7036 Sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 5 inci maddesindeki düzenlenmeye göre SGK'ya başvuru zorunluluğu bulunduğunu, eksik inceleme ile soyut tanık anlatımlarına dayalı olarak hüküm tesis edildiğini, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacının yazıp imzaladığı istifa dilekçesinin sonuçlarını bilebilecek bilgi ve yetkinlikte olduğunu, ikramiye ödemesi yapılmasının da feshin işveren tarafından yapıldığını göstermeyeceğini, zira davacının istifası sonrası mağdur olmasının engellenmesi amacıyla iyiniyetli olarak ikramiye ödemesi yapılmış olduğunu, bu durumun kesinlikle davacıya baskı yapıldığını göstermeyeceğini, dava dilekçesinde davacının çalışma koşullarının değiştirilmeye çalışıldığına dair bir iddiasının bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının eksik inceleme ile verildiğini ileri sürmüş ve kararın ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tespit davasının, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilâmın icra ve infaz kabiliyeti bulunmadığı, bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanının sınırlı olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması gerektiği, somut olayda davanın niteliği itibarıyla 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinde sayılı davalardan olmadığından arabuluculuk başvurusunun dava şartı niteliğinde olmadığı, davacının işten çıkış kodunun Kuruma (03) olarak bildirilmiş olduğu, Kurum mevzuatı gereği işten çıkış kodlarını düzeltme yetki ve talebinin işveren uhdesinde olup işverenlerin yazılı başvurusu hâlinde düzeltme işlemi yapılabileceğinden davanın doğru hasma yöneltildiği, davacının işsizlik ödeneğinden çıkış kodu nedeniyle faydalanamadığı, eldeki davayı açarak doğru ayrılış kodunun tespitinde hukuki yararı olduğu, işverence kodun değiştirilmediği, tüm dosya kapsamından, davalı işverence çalışma koşullarında esaslı değişikliği kabul etmeyen çalışanların ... sözleşmelerinin tazminatları ödenerek feshedildiği, fesih iradesini ortaya koyanın işveren olduğu, davacının istifa iradesi olmadığından çıkış kodunun (03) olarak Kuruma bildirilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvurusunda; istinaf başvurusundaki sebepleri tekrar etmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının ... sözleşmesinin kim tarafından feshedildiği, buna bağlı olarak feshin tazminata hak kazanacak şekilde gerçekleşip gerçekleşmediği ve işten ayrılış bildirgesindeki ayrılış kodunun gerçeği yansıtıp yansıtmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi, 7036 sayılı Kanun'un hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.