top of page

YARGITAY KARARI

Dairesi

Esas No

6. H.D.

2023/119

Kararın Tarihi

Karar No

27 Nisan 2023

2023/1545

İlgili Hukuk

İ.İ.K. (İtirazın İptali Davası)

a09bf6a3ef5ead5bfa98fb39e07d1f88.jpg

Eklenme Tarihi

4 Aralık 2023 18:40:48

ÖZET

Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen hususlara ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına ve özellikle 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca, uyuşmazlık konusunun para ile ölçülebilen bir değer olması halinde, davanın, bu değer üzerinden harçlandırılarak açılacağı, aksi takdirde, usulüne uygun açılmış bir davadan söz edilemeyeceği, somut olayda her ne kadar harca esas değer 3.613.950,00 TL asıl alacak ve 939.627,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.553.577,93 TL gösterilmiş olsa da harcın asıl alacak olan 3.613.950,00 TL üzerinden yatırıldığı, bu durumda işlemiş faiz yönünden harcı da yatırılarak usulüne uygun şekilde açılmış bir dava olmaması nedeni ile işlemiş faizin reddine yönelik vekalet ücreti verilmemesinde bir hata bulunmamasına göre davalının temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

KARAR

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi


EK KARAR TARİHİ : 02.06.2021


SAYISI : 2022/2147 E., 2022/1749 K.


DAVA TARİHİ : 17.09.2014


HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul


İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi


SAYISI : 2018/326 E., 2020/683 K.



Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.


Kararın taraflar vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davanın kısmen kabulüne başvuruların davalı ve davacı yönünden taleplerin reddine karar verilmiştir.


Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:


I. DAVA


Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 29.03.2011 ve 29.06.2011 tarihli iki ayrı taşeronluk sözleşmesi ile müvekkilinin davalı yüklenicinin yapmakla yükümlendiği ... ... Mevkiinde bulunan taşınmazın lojistik ve sanayi bölgesi olarak kullanımı için yağmur, içme suyu ve PTT hattı alt yapılarını malzemeleriyle birlikte temin ve inşaatı işini üstlendiğini ve tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, geçici ve kesin kabullerin yapıldığını, geçici hakedişlere dayalı düzenlenen faturaların davalı yanca itiraz edilmeden kabul edildiğini, davalı tarafça faturaların bir kısmının ödendiğini, 6, 7, 8 ve 9 no.lu hakediş bedellerinin ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında Anadolu 7. İcra Müdürlüğünün 2013/7808 Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, 3.613.950,93 TL asıl alacak ve takip tarihi itibariyle 939.627,00 TL işlemiş faiz bakımından takibin devamına ve davalı yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.


II. CEVAP


Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin, davalı şirket arasında yapılan sözleşmeler gereği üzerine düşen işleri yapmak üzere işe başladığını ve sözleşmelerde kararlaştırılan şekilde geçici hak ediş raporlarına istinaden düzenlemiş olduğu faturaları müvekkili şirkete gönderdiğini, faturalardan bir kısmının geçici kabul niteliğindeki hak ediş raporlarına istinaden davacıya ödenmiş ise de, müvekkili şirketin mahallinde yapmış olduğu incelemelerde, davacı şirketin sözleşmeler gereği edimlerini gereği gibi yerine getirmediğinin tespit edildiğini, müvekkili şirketin davacı şirkete sözlü olarak işinin gereği gibi yapması konusunda defalarca sözlü uyarılarda bulunduğunu ve iyiniyetli olarak beklediğini, davacı tarafın işi hala bitirip teslim etmediğini, kesin kabulün yapılmadığı işlerden dolayı müvekkili şirketten alacak talebinde bulunduğunu, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu söz konusu olmuş osa bile tarafların yetkilileri arasında imzalanmış olan 21.09.2011 tarihli sözleşmede davacının doğmuş ve doğacak alacakların projenin yapıldığı arsanın tamamının satışından itibaren yine taraflarca belirlenecek ödeme planı çerçevesinde ödeneceğinin kararlaştırıldığından bahisle, haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun açılan davanın reddine, Kadıköy 7.İcra Müdürlüğünün 2013/7808 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin iptaline ve kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.


III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI


İlk Derece Mahkemesince; bilirkişi heyeti tarafından davalı tarafın yapmış olduğu ödemelerin toplamı, tarafların karşılıklı hesap hareketleri incelendiğinde; örtüşmeyen tek hesabın davalının yaptığı 15.000,00 TL çek ödemesinden kaynaklandığının anlaşıldığını, lehtarı davacı olan bu çekin ciro edilmek suretiyle davacı tarafından kullanıldığı ve davalı tarafından sunulan ödeme dekontuna göre çek bedelinin ödendiğini, bu nedenle bu miktarın da alacak kaydı olarak değerlendirilmesi ve buna göre davalı tarafından yapılan toplam ödeme miktarının 8.271.876,10 TL olduğunu, teknik heyet tarafından dava dosyasında bulunan hak edişler, Edirne Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat yoluyla yapılan keşif sonrası alınan teknik raporlar, eksik iş bedellerinin tenzili sonucunda yapılan iş bedelinin KDV dahil 10.933.096,19 TL olduğunu, tespit edilen davalı ödemesi düşüldüğünde davacının 2.661.220,09 TL alacağı bulunduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre; "işverenin onaylamasının ardından hak ediş tutarında varsa vergi vs. kesilerek kalanının 7 gün içinde taşerona ödeneceği, taşeronun alacağını işverenin yazılı onayı olmaksızın kesinlikle temlik edemeyeceği" şeklinde kararlaştırıldığını, bu nedenle ödeme vadesinin en geç fatura tarihinden 7 gün sonra ödenmesi gerektiğinden, bu tarihin gelmesiyle alacağın muaccel olacağının kabulü halinde taraflar arasında faiz oranının belirlenmemiş olması sebebiyle avans faizi istenebileceği ve takip öncesi yapılan hesaplamaya göre takip tarihine kadar 660.540,94 TL işlemiş faiz talebinin yerinde olacağını belirterek davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğünün 2013/7808 Esas sayılı dosyasında borca itirazının kısmen iptali ile takibin 2.661.220,09 TL asıl alacak, 660.542,94 TL işlemiş faiz toplamı 3.321.763,03 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takipten itibaren talep gibi avans faizi yürütülmesine, alacak eser sözleşmesine dayanıp likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacının kötüniyeti ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.


IV. İSTİNAF


A. İstinaf Yoluna Başvuranlar


İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.


B. Gerekçe ve Sonuç


İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 20.04.2021 tarihli ve 2021/792 Esas,2021/845 Karar sayılı kararıyla; mahkemece yerinde yapılan inceleme sonucu denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna itibar edilerek rapor doğrultusunda karar verilmiş olmasında usul ve yasaya bir aykırılık yok ise de işlemiş faize hükmedilmesinin doğru olmadığı, dava konusu alacak miktarının yargılama sırasında yapılan keşif sonucu alınan raporla belirlenmiş olup likit (belirli) olmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı taleplerinin reddine yönelik istinaf itirazı yerinde bulunmadığı, mahkemece verilen ilk kararda işlemiş faiz hükmedilmemiş olduğu halde iş bu kararla kabul edilmesinde, önceki karara karşı her iki taraf vekilince istinaf yoluna başvurulmuş olması nedeniyle davalı lehine usuli kazanılmış bir hak oluşturmayacağından usule aykırılık yok ise de, sözleşmedeki ödeme prosedürüne göre fatura tarihinden sonra yapılacağı kararlaştırılan ödemeler yönünden bu tarih itibariyle temerrüdün oluştuğu kabul edilerek buna göre işlemiş faiz hesaplaması ve kabulü hatalı olduğu belirtilerek davacı vekilinin istinaf talebinin reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.11.2020 tarih ve 2018/326 Esas, 2020/683 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğünün 2013/7808 Esas sayılı dosyasında borca itirazının kısmen iptali ile takibin 2.661.220,09 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takipten itibaren avans faizi yürütülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacının kötüniyeti ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.


V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ


A. Bozma Kararı


1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.


2.Dairemizin 28.04.2022 tarihli ve 2021/4433 Esas, 2022/2510 Karar sayılı ilâmı ile; davacı vekilinin diğer temyiz itirazları reddedilerek ilk derece mahkemesince görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 12.02.2020 tarihli raporda taraf defterlerine kayıtlı olan ve dava konusu hakedişler dışında yapılan işlere ilişkin toplam 789.563,96 TL bedelli altı adet faturanın da hesaba dahil edilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, mahkemece sözü edilen fatura bedelleri toplam iş bedeline eklenmeden karar verildiği, mahkemece yapılması gereken işin belirtilen bedelin de hesaplamaya dahil edilerek hakedişlere ilişkin toplam 10.988.313,23 TL iş bedelinden davalı tarafından yapılan ödeme miktarı 7.482.312,14 TL düşülerek bakiye 3.506.001,09 TL asıl alacak bakımından davanın kısmen kabulüne ve takibin devamına karar verilmesi gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.


B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar


İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Dairemizin bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğünün 2013/7808 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 3.506.001,09 TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacının kötü niyetle takip yaptığı ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.


VI. TEMYİZ


A. Temyiz Yoluna Başvuranlar


İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.


B. Temyiz Sebepleri


Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacı tarafın hak ediş bedellerinin ödenmemesinden kaynaklı dava açtığı, taraflar arasındaki diğer işlerden dolayıda alacaklı olduğunu, bu alacaklarınında tahsil edilmesini istediğini dava dilekçesinde belirtmediği, istinaf mahkemesince incelemenin davacının talebine bağlı kalınarak hak ediş bedelleri üzerinden yapıldığı, buna rağmen "taleple bağlılık" ilkesine aykırı olarak bozma kararı verildiği, davacının zaten hak edişler dışında müvekkil şirketten başkaca bir alacağının olmadığı, işlemiş faiz yönünden davacının talebini reddedilmesine ve toplamda reddedilen tutarın 1.047.576,84 TL olmasına rağmen 107.949,84 TL'lik kısım üzerinden nispi vekalet ücreti hesaplanmasının hatalı olduğu belirtilerek kararın bozulması talep edilmiştir.


C. Gerekçe


1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme


Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tazmini istemine ilişkindir.


2. İlgili Hukuk


6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 190 ncı maddesi, 141 ni maddesi,


6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 ve devamı maddeleri, mülga BK. m. 335 vd.


3. Değerlendirme


Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen hususlara ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına ve özellikle 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca, uyuşmazlık konusunun para ile ölçülebilen bir değer olması halinde, davanın, bu değer üzerinden harçlandırılarak açılacağı, aksi takdirde, usulüne uygun açılmış bir davadan söz edilemeyeceği, somut olayda her ne kadar harca esas değer 3.613.950,00 TL asıl alacak ve 939.627,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.553.577,93 TL gösterilmiş olsa da harcın asıl alacak olan 3.613.950,00 TL üzerinden yatırıldığı, bu durumda işlemiş faiz yönünden harcı da yatırılarak usulüne uygun şekilde açılmış bir dava olmaması nedeni ile işlemiş faizin reddine yönelik vekalet ücreti verilmemesinde bir hata bulunmamasına göre davalının temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.


VII. KARAR


Açıklanan sebeplerle;


Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,


Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden ilgiliden alınmasına,


Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,


27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

bottom of page