Av. Bilgi GÜL & Av. Özgür GÜL
ÖZET
İspat yükü alacaklıda olduğundan borçlunun imza örneklerinin nerelerde bulunduğunu beyan etmesi için alacaklıya kesin süre verilmesi, imza örnekleri ilgili yerlerden getirtilerek, usulünce bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği, mahkemece tensip 6 nolu ara kararı gereğince yasanın öngördüğü bu usule uyulmadan ispat yükü ters çevrilerek doğrudan imza örneklerini sunmak üzere mahkemede hazır edilmesine ilişkin meşruhatlı davetiye çıkartılması mümkün olmadığı, ispat yükünün alacaklıda olması nedeniyle bilirkişi ücreti için davacı borçluya süre verilmesinin mümkün olmadığı, imzaya itirazın çözümü için bilirkişi incelemesi gerektiğinden, ispat yükü kendisine olan davalı alacaklı tarafından söz konusu bilirkişi ücretinin yatırılmaması ve takibe konu senetteki imzanın davacıya ait olduğunu ispatlayamaması nedeniyle, mahkemece imza itirazın kabulüne ilişkin kararında isabetsizlik bulunmadığı, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki imzaya itiraz uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince, imzaya itirazın kabulü ile takibin muteriz borçlu yönünden durdurulmasına, kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. İTİRAZ
Muteriz borçlu itiraz dilekçesinde; alacaklıyı tanımadığını, kesinlikle bir bono imzalayarak alacaklıya teslim etmediğini, bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını, mukayeseye esas alınabilecek birçok resmi evrakı olduğunu, bildirdikleri evraklardan yeteri kadarının temin edilerek imza incelemesi yapıldığında haklılığının ortaya çıkacağını belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Alacaklı cevap dilekçesinde; borçlunun senede bizzat kendi huzurunda imza attığını, imzanın davacıya ait olduğunu, borç karşılığı senet verildiğini, davacının amacının mal kaçırmak olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 19.04.2021 tarihli tensip 4 nolu ara kararı ile davacı tarafın sunmuş olduğu belgelerin değerlendirilmesinde inkar edilen imzanın davacıya olup olmadığı hususunda kesin bir kanaat oluşmadığından inkar edilen imzanın davacı eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, takip dayanağı belgedeki imzanın borçluya ait olup olmadığının ispat külfeti belgeye dayalı icra takibi yapan alacaklıya ait olduğu, davalı alacaklı tarafa tensip zaptının 7. maddesi uyarınca 450 TL delil avansını yatırmak üzere iki haftalık kesin süre verildiği, kesin sürenin sonuçlarının tensip zaptının tebliği suretiyle ihtar edildiği, kesin süreye rağmen delil avansının yatırılmadığı, takip dayanağı senette davacı adına atılı imzanın davacıya ait olduğunun alacaklı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davacının imza itirazının kabulü ile ... Genel İcra Müdürlüğünün 2021/23419 Esas sayılı takibin davacı borçlu yönünden İİK'nın 170 maddesi uyarınca durdurulmasına, kötü niyet tazminatı talebinin şartların oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Alacaklı, yerel mahkeme tensip tutanağının 6. maddesinde davacı mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği veya gelip de imza örneği vermediği takdirde imza itirazının reddedileceğinin belirtildiği, aynı tensip zaptında kendilerine delil avansının yatırılması için kesin süre verildiğini, davacı duruşmaya mazeretsiz olarak katılmadığı ve imza örneği vermediği halde mahkemece yeterli inceleme yapılmadan kabul kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, henüz deliller toplanmadan ve davacı imza örneklerini sunmadan iki hafta gibi kısa bir kesin süre verilerek delil avansının yatırılmasının istenildiğini, dosyada yeteri kadar gider avansı bulunduğunu, davacının yatırdığı gider avansının kullanılması bunun yetmediği takdirde kendilerine süre verilmesi gerektiğini, kesin sürenin amacına uygun kullanılmadığını, delil avansını yatırması için davacıya süre verilmesi gerekirken hatalı şekilde kendilerine süre verildiğini, davacı tarafından bildirilen mukayese imzaların eski tarihli olduğunu, bononun tanzim tarihine yakın imza örneklerinin celbi gerektiğini, davacının imza örnekleri incelendiğinde çıplak gözle dahi imzanın davacıya ait olduğunun anlaşıldığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ispat yükü alacaklıda olduğundan borçlunun imza örneklerinin nerelerde bulunduğunu beyan etmesi için alacaklıya kesin süre verilmesi, imza örnekleri ilgili yerlerden getirtilerek, usulünce bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği, mahkemece tensip 6 nolu ara kararı gereğince yasanın öngördüğü bu usule uyulmadan ispat yükü ters çevrilerek doğrudan imza örneklerini sunmak üzere mahkemede hazır edilmesine ilişkin meşruhatlı davetiye çıkartılması mümkün olmadığı, ispat yükünün alacaklıda olması nedeniyle bilirkişi ücreti için davacı borçluya süre verilmesinin mümkün olmadığı, imzaya itirazın çözümü için bilirkişi incelemesi gerektiğinden, ispat yükü kendisine olan davalı alacaklı tarafından söz konusu bilirkişi ücretinin yatırılmaması ve takibe konu senetteki imzanın davacıya ait olduğunu ispatlayamaması nedeniyle, mahkemece imza itirazın kabulüne ilişkin kararında isabetsizlik bulunmadığı, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Alacaklı istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte imzaya itiraza ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
İİK md. 68/a., 170., HMK md. 211.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.