Av. Bilgi GÜL & Av. Özgür GÜL
ÖZET
İcra müdürü haciz işlemini yaparken bir başka anlatımla haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olması zorunlu ve yeterli olup şikayetçilerin (üçüncü şahısların) haczin kaldırılması istemi ancak genel mahkemede açılacak davada tartışılabilir.
KARAR
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/422 E., 2022/429 K.
DAVA TARİHİ : 21.08.2020
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul ... 12. İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/310 E., 2020/555 K.
Taraflar arasındaki şikayet davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı üçüncü kişiler vekili, şikayet dilekçesinde; borçlu hakkında başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, borçluya ait olduğundan bahisle haczedilen taşınmazın kendilerine ait olduğunu, hacizden önce taşınmazlar hakkında borçluya ait tapu kaydını iptali ile kendileri adına tescil kararı verildiğini, kararın hacizden önce kesinleştiğini, kararın kesinleşmesi ile mülkiyetin kendilerine geçtiğini, bu nedenle icra müdürlüğüne yaptıkları haczin kaldırılması taleplerinin reddinin usulsüz olduğunu ileri sürerek müdürlük kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı alacaklıya şikayet dilekçesi tebliğ edilmediği, bu nedenle cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Kartal 3. Aile Mahkemesi'nin 2010/1465 E.-2010/1453 K. sayılı ilamı ile taşınmazın tapu kayıtlarının iptali ile %65 hissesinin şikayetçi İbrahim Seyhun Sevimsoy'a, %35 hissesinin şikayetçi ... adına kayıt ve tesciline, karar verildiği, anılan kararın 03.12.2010 tarihinde kesinleştiği, TMK'nın 705. maddesi uyarınca mülkiyetin tescilden önce kazanılmasına yol açan nedenlerden birisinin de mahkeme kararı olduğu, bu sebeple taşınmaz borçlu adına kayıtlı olsa bile üçüncü kişi adına verilen tescil kararının kesinleştiği tarihte mülkiyetin üçüncü kişiye geçtiği, bu tarihten sonra konulan haczin kaldırılması gerektiğinden müdürlük kararının isabetsiz olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulü ile 28.06.2020 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; şikayetçilerin haczin kaldırılması için genel mahkemelerde mülkiyet hakkına dayalı olarak dava açması gerektiğini, dar yetkili icra mahkemesinde takip hukukuna göre değerlendirme yapılması gerekirken şikayetin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; TMK'nın 705. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil kararının kesinleşmesi ile birlikte taşınmazın mülkiyeti lehine tescil kararı verilen kişiye geçeceği, hacizden önce kesinleşen mahkeme ilamı ile mülkiyet hakkının sona ermesi durumunda, tapu kaydının aleniyeti kadar hukuki değer arzeden kesinleşmiş mahkeme kararının (ilamın) göz ardı edilmesinin mümkün olmadığı, şikayetçi maliklerin taşınmazın kendilerine ait olduğunu ispat açısından ellerindeki kesin hüküm karşısında başvurabileceği başka bir hukuki yol bulunmadığı, bu durumda şikayetçi 3. kişiler lehine verilen tapu iptali ve tescil kararının kesinleşme tarihinden çok sonra taşınmaza konulan haczin sonuç doğurmayacağı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı alacaklı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf nedenlerini tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra memurunun işleminin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16. maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile sair yasal mevzuat.
3. Değerlendirme
Hukuk Genel Kurulu'nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-210 E. - 2004/208 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olması zorunludur.
4721 sayılı TMK'nun 705. maddesinde; "Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır" hükmü yer almaktadır.
Şikayetçilerin dayanak yaptığı Kartal 3. Aile Mahkemesinin 2010/1465 E. - 2010/1453 K. karar sayılı ilamı ile borçlu adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın şikayetçiler adına tesciline karar verildiği, taşınmazın şikayetçiler adına tescilinin 17.06.2020 tarihinde yapıldığı, taşınmazın haciz tarihi olan 16.05.2019 tarihinde borçlu adına tapuda kayıtlı olduğu görülmektedir.
İcra müdürü haciz işlemini yaparken bir başka anlatımla haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olması zorunlu ve yeterli olup şikayetçilerin haczin kaldırılması istemi ancak genel mahkemede açılacak davada tartışılabilir.
O halde, mahkemece, taşınmazın haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olması nedeniyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.