top of page

YARGITAY KARARI

Dairesi

Esas No

17. H.D.

2012/6395

Kararın Tarihi

Karar No

5 Haziran 2012

2012/7369

İlgili Hukuk

İ.İ.K. (Tasarrufun İptali Davası)

a09bf6a3ef5ead5bfa98fb39e07d1f88.jpg

Eklenme Tarihi

6 Aralık 2023 22:46:38

ÖZET

Davalı ...'a satılan dava konusu ... ada, ... parsel sayılı taşınmazda bulunan ... numaralı meskenin tapu kayıtları incelendiğinde üzerinde ipotek takyidatı ile satıldığı görülmektedir. Yukarıda değinildiği üzere bedel farkının hesaplanmasında satılan taşınmaz üzerinde ipotek ve
haciz kayıtlarının bulunduğu hallerde, alıcının taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağına değinilmiş olup, ancak bu takyidatların satış bedeline ilavesi için ipotek ve haczin davalı 3. kişi tarafından ödenmesi gerekmektedir. Bu bakımdan dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin ödenmiş olup olmadığının ve ödenmiş olması halinde kim tarafından ödendiğinin ipotek alacaklısından sorulup belirlendikten sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi de doğru değildir.

KARAR

MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi



Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ..., ..., ..., ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:


-K A R A R-


Davacı vekili, davalı borçlular ... ve ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malları bulunmadığını ileri sürerek davalı borçlular ...'ın üzerine kayıtlı taşınmazlarını mal kaçırma amaçlı davalılar ... ve ...'a sattığını belirterek tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.


Davalı ... ve ..., ... vekili, aciz halinin gerçekleşmediğini ve satışın gerçek olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.


Davalı ..., davanın reddini savunmuştur.


Mahkemece dava konusu taşınmazların satış değerleri, bilirkişi tarafından tespit edilen değerler, borçluların aciz halinde olduklarına ilişkin belgeler değerlendirilerek, yapılan satışların alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.


2-Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.


Mahkemece davanın kabulüne karar verilirken gerekçe olarak edimler arasındaki fahiş fark gösterilmiş ise de yapılan inceleme ve toplanan deliller varılan sonuç için yeterli ve uygun değildir.


İİK'nın 278/III-2. maddesi uyarınca “kendi verdiği malın, aktin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler” bağışlama hükmünde sayılmış ve bu tasarrufların iyi niyet koşulu aranmaksızın iptale tabi oldukları kabul edilmiştir. Bu bedel farkının hesaplanmasında satılan taşınmaz üzerinde ipotek ve haciz kayıtlarının bulunduğu hallerde, alıcının taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağı, satışın bunların tamamı üzerinden yapıldığı kabul edilerek, oransızlığın belirlenmesinde, tapu kaydındaki ipotek ve haciz miktarlarının da göz önünde tutulması gerekecektir. Ayrıca lehine tasarruf yapılan üçüncü kişilerin resmi akit tablosunda belirtilen satış bedeli dışında daha fazla ödemede bulunulduğunun banka kayıtları gibi yasal ve geçerli belgelerle kanıtlanması da mümkündür. Somut olayda öncelikle davalı ...'a satışı yapılan ... ada, ... parsel sayılı taşınmazda bulunan 8 numaralı meskenin davalıya satılan hissenin tapuda gösterilen satış bedeli ile tasarruf tarihindeki belirlenen gerçek değeri arasında mislini aşan oranda bir değer farkının bulunmadığı görülmektedir. Bunun yanında davalı ...'a satılan dava konusu ... ada, ... parsel sayılı taşınmazda bulunan 1 numaralı meskenin satışının yapıldığı gün davalı ... tarafından dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis ettirilerek kredi kullanıldığının tapu kayıtlarından anlaşılması bakımından ve davalının sözkonusu kredi ile taşınmazı aldığını ileri sürmesine karşılık bu iddianın aksinin davacı tarafından ispat edilememesi dikkate alınarak belirlenen gerçek değere göre kredi miktarı ve tapuda gösterilen satış bedeli birlikte değerlendirildiğinde değer farkının oluşmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca adı geçen davalılar ... ve ... ile borçlu arasında akrabalık, arkadaşlık veya ticari ilişki gibi borçlunun alacaklıdan mal kaçırma ya da alacaklıyı ızrar kastını bilecek kişilerden olduğunun da ispat edilmemiş olması karşında davalı ... ve ... yönünden sözkonusu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.


2-Davalı ...'a satılan dava konusu ... ada, ... parsel sayılı taşınmazda bulunan ... numaralı meskenin tapu kayıtları incelendiğinde üzerinde ipotek takyidatı ile satıldığı görülmektedir. Yukarıda değinildiği üzere bedel farkının hesaplanmasında satılan taşınmaz üzerinde ipotek ve haciz kayıtlarının bulunduğu hallerde, alıcının taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağına değinilmiş olup, ancak bu takyidatların satış bedeline ilavesi için ipotek ve haczin davalı 3. kişi tarafından ödenmesi gerekmektedir. Bu bakımdan dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin ödenmiş olup olmadığının ve ödenmiş olması halinde kim tarafından ödendiğinin ipotek alacaklısından sorulup belirlendikten sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi de doğru değildir.


SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..., ..., ..., ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 05.06.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

bottom of page