
_edited.jpg)
Av. Bilgi GÜL & Av. Özgür GÜL

ÖZET
Mahkemece, belirsiz alacak davasında alacağın tamamının dava konusu yapıldığı ve belirsiz alacak davasına konu edilen alacaklar bakımından ek dava açılamayacağı dikkate alınarak birleşen ek davanın derdestlik dava şartı sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107/2. maddesi uyarınca davacı vekiline talep artırımı dilekçesi sunması için süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
KARAR
Dava ve Karar:
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 1992 Haziran'dan itibaren ...'nün sahip olduğu ... içme suyu servislerinde çalıştığını, 1998’den itibaren kendisinin de çalıştığı belli bölümlerin işletmesinin şirketlere verildiğini, bu şekilde birçok yüklenici firma yanında çalıştığını ancak işin, iş yerinin hiç değişmediğini, 2005’te işi yine Vakıflar Genel Müdürlüğünün işi gördüğü ve bu dönemde primlerin ödenmeden çalıştırıldığını, 2009 yılında tesisin ... Genel Tem. Hiz. Rek. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.'ne devredildiğini, iş akdinin ... Genel Tem. Hiz. Rek. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından 18/01/2010 tarihinde haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile fazla mesai ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, zamanaşımı itirazının bulunduğunu, davacının tesiste 09/09/1998'e kadar idare tarafından geçici işçi olarak çalıştırıldığını ve tesis 09/09/1998'de ... şirketine kiraya verildiği için davacının tazminatları ödenerek idare ile ilişiğinin kesildiğini, ihale suretiyle işin 1998 de 10 yıl süre ile ... şirketine kiralandığını, 08/05/2006 teslim tarihine kadar bu işyerinin idarenin kullanımında olmadığını, 08/05/2006- 01/02/2007 arasındaki dönemde işin Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nden ikame edilen işçilerle yürütüldüğünü 01/02/2007'den sonra dışarıdan hizmet alma suretiyle işin görüldüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davalı ... Müdürlüğüne bağlı Memba Suları İşletme Müdürlüğü'nde 01/06/1992- 18/01/2010 tarihleri arası çalıştığı bu arada çeşitli alt işverenler nezdinde çalışmanın sürdürüldüğü davacının aynı işi aynı iş yerinde yapmaya devam ettiği, son olarak alt işveren davalı ... şirketinin çalışanı iken 18/01/2010 tarihinde iş akdinin feshedildiği, davalılar arasında alt işveren asıl işveren ilişkisinin bulunduğu her iki davalının birlikte sorumlu oldukları, davalıların hesaplanan alacaklarının ödendiğine dair bir delil ibraz etmedikleri gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 22.06.2020 tarihli, 2016/17723 esas ve 2020/6100 karar sayılı ilamı ile; davacının kanıtlanamayan fazla mesai ücreti talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, davacının ıslah harcını yatırıp yatırmadığı araştırılarak, yatırmış ise şimdiki gibi ıslaha değer verilerek yatırılmamış ise harcı yatırılmayan ıslah işlemi yok sayılarak karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak asıl davanın kısmen kabulüne, bozma ilamından sonra açılan ve bu dava ile birleşen ek davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Bozmadan sonra verilen karar davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesinin 2. fıkrası ile "karşı tarafın verdiği bilgi ve tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir." hükmü getirilmiştir.
7251 sayılı Kanunla Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yapılan değişiklik sonrasında 107. maddenin 2. fıkrası “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
7251 sayılı Kanun ile 107. maddede yapılan değişiklikler Dairemizce şartları mevcut olan belirsiz alacak davasında yapılan yargılama ile alacağın belirli hale gelmesi durumunda hâkimin geçici talep sonucunu kesin talep sonucuna dönüştürmesi için alacaklıya süre vermesi gerektiği yönünde değerlendirilmiştir.
Belirsiz alacak davası açan davacı, talep artırım yahut ıslah suretiyle neticei talebini artırabilir. Ayrıca belirsiz alacak davası türünde dava açılması durumunda alacağın tamamı dava konusu edildiğinden aynı dava konusu ile ilgili ek dava açılması halinde derdestlik dava şartı söz konusu olur.
Somut uyuşmazlıkta dava belirsiz alacak davası türünde açılmış, davacı vekilinin 30.11.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti taleplerinin arttırıldığı, ancak ıslah harcı yatırılmadığından bozma ilamı sonrasında kıdem ve ihbar tazminatı talepleri hakkında 06.01.2021 tarihinde ek dava açıldığı ve ek davanın asıl dava ile birleştirildiği, Mahkemece hatalı vasıflandırma ile asıl davanın kısmi dava olarak açıldığı kabul edilerek birleşen ek davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, belirsiz alacak davasında alacağın tamamının dava konusu yapıldığı ve belirsiz alacak davasına konu edilen alacaklar bakımından ek dava açılamayacağı dikkate alınarak birleşen ek davanın derdestlik dava şartı sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107/2. maddesi uyarınca davacı vekiline talep artırımı dilekçesi sunması için süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
3-Bozma ilamında davacının kanıtlanamayan fazla mesai ücreti talebinin reddi gerektiği belirtilmesine rağmen, Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen kararda fazla mesai ücretinin yeniden hüküm altına alınması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.