Tenkis talebi yönünden yapılan değerlendirmede, karar tarihine yakın olacak şekilde 08.01.2021 tarihli ek rapor ve 29.10.2021 tarihli tenkis bilirkişisi raporu göz önünde bulundurularak tenkis yönünden davanın kısmen kabulüne ve faizin başlangıç tarihi olarak hüküm altına alınan tenkis alacağı karar tarihinde muaccel hale geldiğinden karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesinde hatalı bir yön görülmediği...
YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ'NİN 26.02.2024 TARİH, 2023/1033 ESAS VE 2024/1490 KARAR SAYILI İLAMI
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/564 E., 2022/1842 K.
DAVALILAR : ..., ... vekilleri Avukat ..., ...
ASLİ MÜDAHİL : ...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Ret - Kısmen Kabul - Kısmen Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çaycuma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/357 E., 2021/784 K.
Taraflar arasında ehliyetsizlik ve hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalıların kardeş olduğunu, ... parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan babaları ...'e ait 1/2 payın 11/48'inin davalı ...'e, 9/48'inin davalı ...'a, 4/48'inin ise davalı ...'e bağış suretiyle tapuda devredildiğini, mirasbırakanın ölümünden önce kanser hastası ve yaşlı olduğunu, davalıların mirasbırakanın bu durumundan faydalanarak iradesi sakatlanmak suretiyle dava konusu taşınmazın adlarına tescilini sağladıklarını, mirasbırakanla davacının ilişkisinin iyi olduğunu, tedavi sürecinde mirasbırakana destek olduğunu ileri sürerek dava konusu 78 ada 45 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tapu kaydının iptali ile davacının miras payı oranında adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle 55.000 TL tenkis alacağının yasal faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.
2.Asli müdahil dilekçesinde; davacı ve davalıların annesi olduğunu, davalıların, eşi mirasbırakan ...'in yaşı ve hastalığından faydalanmak suretiyle taşınmazın devrini sağladıklarını, mirasbırakanın ölümünden önce bu bağış nedeniyle pişman olduğunu ileri sürerek dava konusu 78 ada 45 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde tenkis alacağının yasal faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; mirasbırakan ...'e ölümünden 6 ay önce mide kanseri teşhisi konulduğunu, bu hastalığının akıl sağlığı ile bir ilgisinin olmadığını, mirasbırakanın ölünceye kadar tüm işlerini kendisinin hallettiğini, mirasbırakanın adına kayıtlı başka taşınmazlar da bulunduğunu, davacının farklı bir şehre yerleşerek aile ile bağlarını kopardığını, davalı ...'ın babasına daha önce ev alınırken maddi yardımda bulunduğunu, davalı ...'in de evin tadilat işleri için maddi yardımda bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı ..., diğer davalıların mirasbırakanın hastalığından faydalandığını, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında tescile muvafakati olduğunu belirterek davayı kabul etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tenkis davası olduğu, mirasbırakanın dava konusu taşınmazdaki paylarını davalı çocuklarına bağış yoluyla devrettiği, mirasbırakanın gerçek iradesi ile resmi senetteki bağış iradesinin birbiriyle uyumlu olduğu, Adli Tıp Kurumundan alınan raporda mirasbırakanın bağış işleminin yapıldığı tarihte fiil ehliyetinin bulunduğunun anlaşıldığı, böylece bağış işleminde muvazaa bulunmadığı gerekçesiyle davacının tapu iptali ve tescil davası yönünden talebinin reddine; tanık beyanları ve taşınmazın mirasbırakanın ölümünden kısa bir süre önce devredilmesi nedeniyle mirasbırakanın bu tasarrufunun davacının saklı payını etkisiz kılmak amaçlı yaptığının anlaşıldığı, bilirkişi raporu ile sabit tenkis oranına göre taksiminin mümkün olmayacağının tespit edildiği, davalıların tercih hakkını taşınmazdan yana davacıya para ödemek yönünde kullandığı, davacının tenkis talebine ilişkin dava değerini 55.000 TL gösterdiği gerekçesiyle davacının tenkis talebinin kısmen kabulü ile karar tarihinden itibaren işleyecek faizle birlikte toplam 29.214,08 TL tenkis alacağının davalıların taşınmazdaki payı oranında davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada muvazaaya değil mirasbırakanın iradesinin sakatlandığı hususuna dayanıldığını, bağış işleminin muvazaalı olduğunu, bu şekilde değerlendirme yapılmasa da tapu iptali ve tescil taleplerinin hile hukuki nedenine dayalı olarak incelenmesi gerektiğini; tenkis talepleri için alınan bilirkişi raporlarında ilçe merkezinde bulunan taşınmazla köyde bulunan taşınmazın aynı birim maliyetinden hesaplanmasının hatalı olduğunu, emsal rayiç değerlerinin esas alınmadığını, İlk Derece Mahkemesi karar tarihi ile hükme esas rapor tarihi arasında neredeyse 1 yıl bulunduğunu, ayrıca karar gününden itibaren faizin işletilmesinin de davacının zararına olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın ehliyetizlik ve hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tenkis istemine ilişkin olduğu, ehliyetsizlik yönünden yapılan değerlendirmede mirasbırakanın işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile anlaşıldığından davacının bu yöndeki iddiasının reddine; davalı ... ve asli müdahil ...'ın beyanı ile mirasbırakanın kendi özgür iradesiyle bağış işlemini gerçekleştirdiği anlaşıldığından davacının hile iddiasının da reddine; tenkis talebi yönünden yapılan değerlendirmede, karar tarihine yakın olacak şekilde 08.01.2021 tarihli ek rapor ve 29.10.2021 tarihli tenkis bilirkişisi raporu göz önünde bulundurularak tenkis yönünden davanın kısmen kabulüne ve faizin başlangıç tarihi olarak hüküm altına alınan tenkis alacağı karar tarihinde muaccel hale geldiğinden karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesinde hatalı bir yön görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince yapılan hukuki nitelendirmenin doğru olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ehliyetsizlik ve hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 9 uncu, 10 uncu, 13 üncü, 15 inci maddeleri ve 409 uncu maddesinin ikinci fıkrası ile 565 inci maddeleri,
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 36 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
Comments