İlam, hükmün verilmesi (tefhimi) tarihinden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar (İİK m. 39; 818 sayılı BK m.135,II, 6098 sayılı TBK m.156,III). İlam zamanaşımına uğradıktan sonra tebliğe çıkarılır ise, hüküm aleyhine olan taraf, bunun üzerine temyiz yoluna başvurmak suretiyle hükmün yalnız ilamın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle bozulmasını sağlayabilir (Bkz. KURU, Baki; Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.:III, 6. Baskı, s. 3160). 11.04.1940 gün ve 15/70 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça bu husus vurgulanmıştır. Bu durumda, 11.04.1940 gün ve 15/70 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca zamanaşımı yönünden bir değerlendirme yapılması için kararın bozulması gerekmiştir.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ'NİN 26.12.2022 TARİH, 2022/7530 ESAS VE 2022/9392 KARAR SAYILI İLAMI
MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 04.11.2009 tarih ve 2007/461 E. - 2009/422 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı ile müvekkili arasında imzalanan kredi kartı üyelik sözleşmesi gereğince davalıya kredi kartı verildiğini, kredinin geri ödemelerinin yapılmaması üzerine hesabın kat edilerek davalı hakkında icra takibi yapıldığını, davalının borca itiraz ettiğini ileri sürerek davanın itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; ikametgahının ve iş yerinin Bodrum'da olması sebebiyle mahkemenin yetkili olmadığını, delillerin hiçbirinin tarafına tebliğ edilmediğini, bu konuda davacıya süre verilmesi gerektiğini, delillerin tarafına tebliği halinde ek cevaplarını ve karşı delil sunma hakkını saklı tuttuğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile davalının toplam 11.152,16 TL borca yönelik yaptığı itirazın iptaline, alacağın tahsil tarihine kadar anaparasına %75,48 ve değişken oranlarda temerrüt faizi uygulanmasına, asıl alacak mikraı üzerinden hesplanan %40 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan kredi kartı üyelik sözleşmesi nedeniyle kullanılan kredinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, 04.01.2009 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen karar, davacı vekiline 18.10.2022 tarihinde e-tebligat olarak, davalıya ise 21.10.2022 tarihinde PTT aracılığı ile tebliğ edilmiş, karara karşı davalı tarafından 28.10.2022 tarihinde ilamın zamanaşımına uğradığı ileri sürülerek temyiz yoluna başvurulmuştur.
İlam, hükmün verilmesi (tefhimi) tarihinden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar (İİK m. 39; 818 sayılı BK m.135,II, 6098 sayılı TBK m.156,III). İlam zamanaşımına uğradıktan sonra tebliğe çıkarılır ise, hüküm aleyhine olan taraf, bunun üzerine temyiz yoluna başvurmak suretiyle hükmün yalnız ilamın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle bozulmasını sağlayabilir (Bkz. KURU, Baki; Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.:III, 6. Baskı, s. 3160). 11.04.1940 gün ve 15/70 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça bu husus vurgulanmıştır.
Bu durumda, 11.04.1940 gün ve 15/70 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca zamanaşımı yönünden bir değerlendirme yapılması için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 26.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.,
Commenti