Davacı vekilinin, dava konusu taşınmazın vekaletnamenin kötüye kullanılarak devredildiğinden bahisle davacılar adına miras payı oranında tapu tescil veya tazminat isteminde bulunduğu, murisin terekesinin elbirliği hükümlerine tabi olduğu ve dava dışı mirasçıların bulunduğu, elbirliği mülkiyeti devam ettiği sürece mirasçıların bağımsız payları ve tasarruf yetkilerinin bulunmadığı, kendi adlarına tescil talepli dava açma olanağının olmadığı, TMK'nın 702/4. maddesi uyarınca davaya, tereke temsilcisi atanması ya da diğer mirasçıların davaya katılması veyahut davaya muvafakatlarının sağlanması yoluyla da devam edilemeyeceği ve davanın dinlenebilme olanağının bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği
YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ'NİN 10.10.2024 TARİH, 2024/3189 ESAS VE 2024/5534 KARAR SAYILI İLAMI
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1022 E., 2024/805 K.
HÜKÜM/KARAR : Usulden Ret/ Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/32 E., 2023/101 K.
Taraflar arasındaki vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, mümkün olmazsa bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine eddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; 04.12.2015 tarihinde vefat eden davacılar murisi ...'ın ..... ili İzmit ilçesi .... Mahallesi 713 ada 22 parsel sayılı taşınmazı bulunduğunu, davalıların usulsüz ve hile ile iki tanık göstermek ve parmak bastırmak suretiyle davacılar murisinden Kocaeli 7.Noterliğinin 27.10.2015 tarihli ve 33999 yevmiye numaralı genel vekaletnamesini aldıklarını, genel yetki olmasına rağmen özel yetki varmış gibi tapuda satış işleminin gerçekleştirildiğini, davalıların söz konusu işlemi 13.11.2015 tarihinde gerçekleştirdiklerini, tapuda satın alma işlemi yapıldıktan sonra murisin hesabına herhangi bir ödeme yapılmadığını, 450.000 TL değeri olan taşınmazın 87.000 TL değerinde satılmış olarak gösterildiğini belirterek vekâlet yetkisinin kötüye kullanılmasından dolayı taşınmaz üzerindeki davalılar adına kayıtlı hisselerin iptali ile veraset ilamındaki davacıların miras payları oranında adlarına tesciline, mümkün olmadığı takdirde taşınmazın bedelinin miras payları oranında davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; murisin ölüm tarihi ile davanın açılış tarihi arasında 5 yıldan fazla bir süre olduğunu, hak düşürücü süre yönünden itirazları olduğunu, davalıların muris ...'ı baskı altına alarak iradesi dışında zorla satış yetkili vekâletname almadıklarını, ...'ın taşınmazdaki hak ve hissesinin tamamını kimsenin baskısı ve tesiri altında kalmaksızın kendi hür idaresi ile sattığını, borcunu ödeyememesi üzerine bu dava konusu taşınmaz ile ilgili satış yetkili vekaletnameyi verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacılar tarafından miras payı oranında 3. kişiye karşı tapu iptal tescil açılmış olup diğer mirasçılar davada yer almadığı gibi muvafakat vermesinin de mümkün olmaması karşısında davanın dinlenme olanağı bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından iki adet daha mirasçının olduğu tespit edildiği halde yargılama safhasında bu hususun bildirilmediğini, Yerel Mahkeme tarafından yapılan tespit sonrası eksikliğin giderilmesi için süre verilmediğini, davanın reddine karar verilerek usul ekonomisi ilkesinin yok sayıldığını, her ne kadar el birliğiyle mülkiyet olduğundan bahisle tüm mirasçıların birlikte dava açmasına dayanılmış olsa da vekalet veren davacıların mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, her mirasçının ayrı ayrı dava açma hakkının olduğunu, delilleri toplamadan eksik araştırma ile karar verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı vekilinin, dava konusu taşınmazın vekaletnamenin kötüye kullanılarak devredildiğinden bahisle davacılar adına miras payı oranında tapu tescil veya tazminat isteminde bulunduğu, murisin terekesinin elbirliği hükümlerine tabi olduğu ve dava dışı mirasçıların bulunduğu, elbirliği mülkiyeti devam ettiği sürece mirasçıların bağımsız payları ve tasarruf yetkilerinin bulunmadığı, kendi adlarına tescil talepli dava açma olanağının olmadığı, TMK'nın 702/4. maddesi uyarınca davaya, tereke temsilcisi atanması ya da diğer mirasçıların davaya katılması veyahut davaya muvafakatlarının sağlanması yoluyla da devam edilemeyeceği ve davanın dinlenebilme olanağının bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502/1., 504/1. ve 506. maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6., 640., 701., 702. ve 713. maddeleri.
3. Değerlendirme
Dosya kapsamından; davacıların murisi ...'ın 04.12.2015 tarihinde ölümü ile geriye davacılar ..., ..., ..., ... ile dava dışı ... ve ...'ın mirasçı kaldığı, muris ...'ın 27.10.2015 tarihinde davaya konu 713 ada 22 parsel sayılı taşınmazın satışına dair davalı ...'a vekalet verdiği, bu vekalet ile de anılan taşınmazın davalı ... tarafından diğer davalı ...'ya 13.11.2015 tarihinde satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır.
2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz eden davacılardan harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

Comments