Yapı kayıt belgelerinden elde edilecek gelirler ile şehirlerin yeniden inşa edileceği ve dönüşüm projelerine finans sağlanarak dönüşümün daha hızlı ve etkin yapılması amacıyla yürürlüğe konulan imar barışı kapsamında, Anayasa'daki mahalli idareler arasında olan ve mahalli müşterek ihtiyaçların giderilmesine yönelik birden fazla faaliyet yürüten belediyelerin de, İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesi uyarınca satışı talep edilen taşınmazların, talep sahibi kişilere satılıp satılmayacağı hususunda takdir yetkisi bulunduğu, aksi yorumun, düzenli kentleşmeyi sağlamak, beldenin konut, sanayi ve ticaret alanı ihtiyacını karşılamak, belediye ve mücavir alan sınırları içinde, imarlı ve alt yapılı arsalar üretmek; konut, toplu konut yapmak gibi hizmetlerin yürütülmesi konusunda belediyelere verilen görev ve yetkilerin kullanılamamasına neden olabileceği sonucuna varılmıştır.
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU'NUN 13.03.2024 TARİH, 2023/47 ESAS VE 2024/8 KARAR SAYILI BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİ HAKKINDA KARAR
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 14/11/2023 tarih ve E:2023/76,
K:2023/76 sayılı kararıyla; ........ vekili Av............... tarafından, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 12/07/2023 tarih ve E:2023/632, K:2023/1750 sayılı kararı ile İzmir Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesinin 10/09/2020 tarih ve E:2020/764, K:2020/773 sayılı kararı arasındaki aykırılığın giderilmesinin istenmesi nedeniyle, "Aykırılığın, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği" görüşüyle, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un 3/C maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca dosyanın Danıştaya gönderilmesi üzerine,
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkimi ................'ın açıklamaları dinlendikten sonra konu ile ilgili kararlar ve yasal düzenlemeler incelenerek gereği görüşüldü:
I- AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI
A- İSTANBUL BÖLGE İDARE MAHKEMESİ 5. İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2023/632
SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istemin özeti: İstanbul ili, Pendik ilçesi, Fatih (eski Esenyalı) Mahallesi,
.... ada, .. parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapıya yönelik olarak "Yapı Kayıt Belgesi" düzenlendiği gerekçesiyle, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesi uyarınca taşınmazın rayiç değeri üzerinden satılması istemiyle yapılan başvurunun reddine dair 09/12/2021 tarih ve 85 sayılı Pendik Belediye Meclisi Kararının iptali istenilmiştir.
İstanbul 8. İdare Mahkemesinin 31/10/2022 tarih ve E:2021/2513, K:2022/2097 sayılı
kararının özeti: İstanbul ili, Pendik ilçesi, Fatih (eski Esenyalı) Mahallesi, .... ada, .. parsel sayılı mülkiyeti davalı Pendik Belediye Başkanlığına ait taşınmaz üzerinde gecekondusu bulunan davacının, arsa alanı 400 m², yapı alanı 135,00 m² olan 01/08/2018 tarih ve ..... başvuru numaralı, ....... belge numaralı Yapı Kayıt Belgesi uyarınca, taşınmazın tarafına satışı talebiyle yaptığı başvurunun reddine dair Pendik Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 03/01/2019 tarih ve 99196931-757.01-E.225 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada, İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 24/09/2019 tarih ve E:2019/718, K:2019/1925 sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Beşinci İdari Dava Dairesinin 30/10/2020 tarih ve E:2020/214, K:2020/1897 sayılı kararı ile kararı ile reddedilmesi üzerine, söz konusu yargı kararının uygulanması amacıyla davacı tarafından 22/04/2021 tarihinde yapılan başvurunun, 09/12/2021 tarih ve 85 sayılı belediye meclisi kararı ile reddedildiği,
Uyuşmazlıkta; dava konusu taşınmazın, 4706 sayılı Kanun'un 5. maddesi uyarınca hak
sahiplerine satılmak üzere davalı Belediye'ye devredildiği, söz konusu taşınmaz üzerinde
davacının yapısının (gecekondu) bulunduğu ve 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen geçici 16. madde uyarınca, .......... belge numaralı "Yapı Kayıt Belgesi" düzenlendiği anlaşıldığından, taşınmazın, İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesi, Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esasları'n 7. maddesi ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 5. maddesinin 6. fıkrası uyarınca rayiç bedel üzerinden doğrudan davacıya satılması amacıyla işlem tesis edilmesi gerektiği halde, aksi yönde tesis olunan dava konusu işlemde hukuka uyarlılık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 12/07/2023 tarih ve
E:2023/632, K:2023/1750 sayılı kararının özeti :
Dairelerinin 06/06/2023 tarihli ara kararı ile dava dışı İstanbul Valiliği Çevre, Şehircilik ve
İklim Değişikliği İl Müdürlüğünden, uyuşmazlık konusu yapı için 3194 sayılı İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesi uyarınca düzenlenen 01/08/2018 tarihli, ...... başvuru numaralı ve ....... belge nolu Yapı Kayıt Belgesinin iptal edilip edilmediğinin sorulmasına ve buna ilişkin bilgi ve belgelerle 16 parsel sayılı taşınmazın ve yapının işaretlendiği 2017 ve 2018 yıllarına ait Google Earth uydu görüntülerinin (hava fotoğraflarının) gönderilmesinin istenilmesi üzerine, İstanbul Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından verilen dilekçe ve ekinde sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında düzenlenen yapı kayıt
belgesinin halen geçerli olduğu ve sistemde aktif olduğu, Pendik Kaymakamlığı Tapu
Müdürlüğünce gönderilen tapu kaydından ise, dava konusu 16 parsel sayılı taşınmazın imar düzenlemesi sonucu 17/08/2004 tarihinde ve son olarak ifraz işleminden 13/07/2017 tarihinde Pendik Belediyesi adına tapuda tescil edildiğinin görüldüğü, Yine, Dairelerinin 26/04/2023 ve 06/06/2023 tarihli ara kararları ile, dava konusu belediye meclisi kararında, Yapı Kayıt Belgesine göre satışı talep edilen yapıların alanlarının ifrazının mümkün olmadığı, hisseli olarak satılması halinde kamu zararı doğacağı, Belediyenin kalacak olan hisse üzerinde ilgililerinin muvafakati olmadan tasarrufta bulunamayacağı ve parsel dışında kalan diğer gecekonduların sorununun çözülemeyeceği belirtildiğinden, sözü edilen hususlara yönelik tüm bilgi ve belgelerle, yapı kayıt belgesine konu yapının bulunduğu taşınmaza ilişkin 1/1000 ölçekli imar plan pafta örneğinin gönderilmesi davalı idareden istenilmiş olup, ara kararına cevaben gönderilen bilgi ve belgelerden, dava konusu taşınmazın 17/012015 tarihli 1/1000 ölçekli
Fatih ve Ahmet Yesevi Mahalleleri Uygulama İmar Planında K1 rumuzlu Konut Alanı olarak planlandığı, taşınmazın 14.817,04 m² olduğu, taşınmaz üzerinde bulunan 40 adet gecekondudan 28’inin sahibine, enkaz bedeli de ödenerek, dava konusu .... ada .. parsel ile .... ada .. parselden 110’ar m² arsa tahsisi yapıldığı, dava konusu gecekondu gibi bahse konu parselde 12 adet yapı kaldığı, bunların tamamına .... ada .. parselden arsa tahsis edilmesi durumunda parselin geri kalan kısmının başka gecekonduların sorununun çözümü için kullanılamayacağı, nitekim hiçbir gecekondu sahibinin, fiilen içerisinde başkasına ait yapının ve tapuda da 3. kişilere ait hissenin olduğu bir taşınmazdan arsa tahsisinin yapılmasını kabul etmediği, pratikte bu durum sıkça
karşılaşılan bir sorun olarak ortaya çıktığından üzerinde işgal olmayan bir parselden arsa tahsisi yaparak gecekondu sorununun çözülmesinin, bu kapsamda .... ada .. parsel üzerindeki gecekonduların peyderpey mevzuat çerçevesinde tasfiye edilerek, ilçenin muhtelif bölgelerinde bulunan başka gecekondulara da buradan arsa tahsisinin yapılabilmesinin önündeki engellerin kaldırılmasının amaçlandığı, Fatih Mahallesi, Serçe Sokak ..... adresinde bulunan gecekondu sahibi davacıya, bulunduğu yerin imar plan ve şartlarına göre ifrazının yapılarak müstakil parsel oluşturmaya uygun olmaması nedeniyle, yine aynı parselin boş kısmından arsa tahsis edilmesinin teklif edildiği, gecekondusunun tasfiyesine karşılık yine aynı parselin üzeri boş olan 2090 m²’lik kısmından 110 m² taşınmaz satışının yapılmasının teklif edildiği, dava konusu parselin mevzuat kapsamında gecekondu önleme bölgesinde kalmadığının ara kararına cevaben davalı idarece bildirildiği,
Buna göre, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesi uyarınca Bakanlıkça verilen
01/08/2018 tarihli, ...... başvuru numaralı ve ........ belge nolu yapı kayıt belgesinin halen aktif olduğu, anılan belgeyi düzenleme konusunda, Kanun'da yetkili kılınan ve anılan belgeyi iptal konusunda da yetki ve usulde paralellik ilkesi uyarınca yetkili olduğu değerlendirilen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı veya Bakanlıkça yapı kayıt belgesinin iptali konusunda yetki devri yapılan Valilik tarafından iptal edilmesinin söz konusu olmadığı, yapının 3194 sayılı Kanun'un geçici 16. maddesi hükmü uyarınca yapı kayıt belgesi verilemeyecek yapılardan olmadığı ve yapı kayıt belgesi düzenlemeyecek veya ilgili özel kanunlarındaki düzenlemeler ile korunan doğal, tarihi ve arkeolojik sit alanları, kültür varlıkları, ormanlar, meralar ve kıyılar gibi alanlarda bulunmadığının görüldüğü,
Bununla birlikte, 3194 sayılı Kanun'un geçici 16. maddesinin sekizinci fıkrasında, Yapı
Kayıt Belgesi alınan yapıların belediyelere ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması halinde, Yapı Kayıt Belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin talepleri üzerine bedeli ilgili belediyesine ödenmek kaydıyla taşınmazların rayiç bedel üzerinden belediyelerce doğrudan satılacağı düzenlenmiş ve davacının maliki olduğu taşınmaz için düzenlenen yapı kayıt belgesine istinaden belediyeye ait taşınmazın 400 m²’lik kısmının rayiç bedel üzerinden satılması amacıyla yapılan başvurunun reddedilmesi üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmış ise de, 2981 sayılı Kanun kapsamında imar affından yararlanan gecekonduların bulunduğu yerde korunamaması halinde, hak sahiplerine aynı bölgede veya diğer gecekondu ıslah veya önleme bölgesinde başka bir arsa veya hisse verileceği; söz konusu gecekonduların, 14. maddenin a, b, c, d, e, g, h ve i bentleri kapsamında kalmaları nedeniyle bulundukları yerde korunamamaları halinde ise hak sahiplerine ayrıca enkaz bedeli ödenmek suretiyle, bir gecekondu önleme veya ıslah bölgesinde veya yakın bölgelerde yapılmış ıslah imar planları içinde meydana gelen boş imar parsellerinden verileceği; kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında kalan gecekondular için, karşılıklı anlaşmaya varılması koşuluyla hak sahiplerine, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanından konut tahsis edilebileceği; bu alanlarda kalan gecekondulardan imar affından yararlanamayacak durumda olanların sahiplerine ise sadece enkaz ve ağaç bedellerinin verileceği veya ilgili belediyenin imkanları ölçüsünde, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı dışında arsa veya konut satışı yapılmasının mümkün olması halinde, enkaz ve ağaç bedellerinin arsa veya konut bedellerinden mahsup edilebileceği,
Öte yandan, 5393 sayılı Kanun ve ilgili alt mevzuatla, belediyelere, düzenli kentleşmeyi sağlamak, beldenin konut, sanayi ve ticaret alanı ihtiyacını karşılamak amacıyla, belediye ve mücavir alan sınırları içinde, imarlı ve alt yapılı arsalar üretmek; konut, toplu konut yapmak gibi hizmetlerin yürütülmesi konusunda yetki verildiği, bu kapsamda davalı idare tarafından, davacının kendisine satılmasını istediği taşınmazın bulunduğu alanın, ilçede bulunan yaklaşık 2000 adet gecekondunun tasfiyesinde kullanılmak üzere sosyal konut ve arsa ihtiyacı için kullanılmasının kararlaştırıldığı, belediyenin envanterinde başka taşınmaz bulunmadığı, bu bağlamda parsel üzerinde bulunan gecekondu sahiplerine 775 ve 2981 sayılı kanunlar kapsamında enkaz bedeli ödenerek 110 m² arsa tahsis edildiği, söz konusu yöntemle 123 adet gecekondunun 104 adedinin
sorununun çözüldüğü, aralarında davacının da bulunduğu gecekondu sahiplerine enkaz bedeli ödenmek suretiyle .... ada .. parselin boş olan 2090 m²'lik kısmından 110 m² hisse satışı teklif edildiği, ayrıca, imar planı ve mevzuatına uygun olmak şartıyla ifraz yapılabileceği, dava konusu taşınmazın ise imar planı ve şartlarına göre ifrazının yapılarak müstakil parsel oluşturmaya uygun olmadığının belirtildiği, hisse satışı durumunda da, parselin geri kalan kısmının başka gecekonduların sorununun çözümü için kullanılamayacağının ileri sürüldüğü, nitekim, paylı durumda bulunan taşınmazlarda paydaşlık giderilmediği sürece paydaşlardan her biri payı oranında taşınmazın her noktasında hak sahibi olduğundan, taşınmazın hangi bölümünün hangi paydaşa ait olduğunun belirlenemeyeceği ve bu durumun gecekondu sorununun çözümünü
olanaksız hale getirebileceği,
Belediyenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmaz üzerinde inşa edilen yapıya ilişkin alınan yapı kayıt belgesine istinaden belge sahibi tarafından yapılan başvuruların, 5393 sayılı Kanun ve diğer mevzuatlarda yer alan düzenlemelerden bağımsız olarak, salt 3194 sayılı Kanun'un geçici 16. maddesinin yedinci fıkrasına göre değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürmenin, düzenli kentleşmeyi sağlamak, beldenin konut, sanayi ve ticaret alanı ihtiyacını karşılamak, belediye ve mücavir alan sınırları içinde, imarlı ve alt yapılı arsalar üretmek; konut, toplu konut yapmak gibi hizmetlerin yürütülmesi konusunda belediyelere verilen görev ve yetkilerin kullanılamaması sonucunu doğuracağı, bu bakımdan, kamu yararı ve kamu hizmeti gereklerinin bulunması halinde yapı kayıt belgesi verilen belediyenin özel mülkiyetindeki taşınmazın satışını yapmak konusunda
takdir yetkisi bulunan idareyi, satış yapmaya yargı kararıyla zorlama imkanı olmadığı,
Bu bağlamda, 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca, yargı yetkisinin işlemlerin hukuka uygunluk denetimiyle sınırlı olduğu, takdir yetkisini kısıtlayacak kararlar verilemeyeceği dikkate alındığında, dava konusu ret işlemi hakkında bu aşamada verilecek bir kararın idarenin takdir yetkisini kısıtlama, yerindelik denetimi yapma ve idareyi işlem yapmaya zorlama anlamına geleceği,
Bu durumda, 3194 sayılı Kanun'un geçici 16. maddesinin yedinci fıkrası kapsamında,
belediyenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmaz üzerinde inşa edilen yapıya ilişkin alınan yapı kayıt belgesine istinaden söz konusu belge sahibi olan davacı tarafından bu taşınmazın rayiç bedel üzerinden satın alınmasına yönelik talebin reddine ilişkin dava konusu belediye meclisi kararında hukuka aykırılık, istinafa konu İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle,
Davalı İdarenin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 8. İdare Mahkemesinin
31/10/2022 tarih ve E:2021/2513, K:2022/2097 sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir.
B- İZMİR BÖLGE İDARE MAHKEMESİ 4. İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2020/764
SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istemin özeti: İzmir ili, Bayraklı ilçesi, Fuat Edip Baksı Mahallesi, ..... pafta, ..... ada, .. parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapıya yönelik olarak "Yapı Kayıt Belgesi" düzenlendiği gerekçesiyle, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesi uyarınca taşınmazın rayiç değeri üzerinden satılması istemiyle yapılan başvurunun reddine dair İzmir Büyükşehir Belediyesi Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığının 14/02/2019 tarih ve E.36614 sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İzmir 3. İdare Mahkemesinin 24/03/2020 tarih ve E:2019/1090, K:2020/448 sayılı
kararının özeti: 3194 sayılı Kanun'a eklenen geçici 16. madde ile 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için başvurulması ve bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve yapı kayıt bedelinin de ödenmesi şartıyla ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapılara Yapı Kayıt Belgesi verilebileceği, yapının belediyelere ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması halinde, Yapı Kayıt Belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin talepleri üzerine bedeli ilgili belediyesine ödenmek kaydıyla taşınmazların rayiç bedel üzerinden belediyelerce doğrudan satılacağının hüküm altına alındığı, buna göre belediyeye ait bir taşınmaz üzerinde ruhsatsız olarak inşa edilen yapıya ilişkin 3194 sayılı Kanun'un geçici 16. maddesi kapsamında Yapı Kayıt Belgesi alınması halinde yapı kayıt belgesi sahibi ya da bunların akdi veya kanuni mirasçılarının talep etmesi durumunda kayıt altına alınan yapının bulunduğu arazi parçasının satılması konusunda belediyeye takdir yetkisi verilmediği, bu sebeple taşınmazın, usulüne uygun olarak davacıya satışının yapılması gerekirken devir amacı dışında başkaca bir kamusal araçla kullanılamayacağı gerekçesiyle aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
İzmir Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesinin 10/09/2020 tarih ve
E:2020/764, K:2020/773 sayılı kararının özeti: İstinaf dilekçesinde öne sürülen iddiaların, istinaf başvurusuna konu İzmir 3. İdare Mahkemesi kararının, usul ve yasaya uygun olup, istinaf başvurusunun kabulünü gerektiren başka bir neden bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmiştir.
II-İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Uyuşmazlıklarda, belediyelerin özel mülkiyetinde olup, üzerinde yapı kayıt belgesi almış
bina bulunan taşınmazların, İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesi uyarınca yapı kayıt belgesi sahibi kişilere satılması istemiyle başvurularda bulunulmuş, taleplerin idare tarafından reddedilmesi üzerine açılan davalarda, aynı konuda verilen farklı nitelikteki kararların kesinleşmesi üzerine incelenen aykırılığın oluştuğu görülmüştür.
İLGİLİ MEVZUAT :
1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
IV. İdare
A. İdarenin esasları
1. İdarenin bütünlüğü ve kamu tüzelkişiliği
Madde 123 – İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.
İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır.
...
B. Yargı yolu
Madde 125 - İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.
...
Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup,
hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez.
2- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı
Madde 2-
...
2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.
3-3194 sayılı İmar Kanunu
Geçici Madde 16- (Ek: 11/5/2018-7143/16 md.)
Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt
altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ve diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine yapı sahibinin beyanına göre kaydedilir.
...
Yapı Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir. Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara,
talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilir.
...
Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların belediyelere ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş
olması halinde, Yapı Kayıt Belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin talepleri üzerine bedeli ilgili belediyesine ödenmek kaydıyla taşınmazlar rayiç bedel üzerinden belediyelerce doğrudan satılır.
...
4- Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Usul ve Esasların amacı; 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu'nun geçici 16 ncı maddesi uyarınca Yapı Kayıt Belgesi verilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu Usul ve Esaslar, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun geçici 16 ncı maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.
Hazineye ve belediyeye ait taşınmazlar üzerindeki yapılar
MADDE 7 – (1) Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların Hazineye ait taşınmazlar üzerine inşa
edilmiş olması halinde, bu taşınmazlardan özel kanunları kapsamında kalan ve bu özel kanunlara göre değerlendirilmesi gerekenler dışında kalanlar Bakanlığa tahsis edilir. Tahsis işleminden sonra, Yapı Kayıt Belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin talepleri üzerine bu taşınmazlar Bakanlıkça rayiç bedel üzerinden doğrudan satılır. Rayiç bedel Bakanlıkça tespit edilir veya ettirilir. Bu suretle yapılacak satışlarda satış bedeli, en az yüzde onu peşin ödenmek üzere beş yıla kadar taksitlendirilebilir. Taksit tutarlarına ödeme tarihine kadar kanunî faiz oranının yarısı uygulanır.
(2) Taşınmazın yüzölçümü büyük olmakla birlikte üzerindeki yapının küçük bir alanı
kaplaması halinde yapının bulunduğu alan ifraz edilerek, ifrazın mümkün olmaması durumunda taşınmaz hisseli olarak satışa konu edilir.
(3) Birinci fıkra uyarınca yapılan satışlardan elde edilen gelirler genel bütçenin (B) işaretli
cetveline gelir kaydedilmek üzere, (Değişik ibare:RG-20/9/2018-30541) Hazine ve Maliye
Bakanlığının merkez muhasebe birimi hesabına yatırılır. Bu gelirler hakkında 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrası hükmü uygulanmaz.
(4) Belediyelerin özel mülkiyetinde olan taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olan yapılara
Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Böyle bir durumda, Yapı Kayıt Belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin talepleri üzerine bedeli ilgili belediyesine ödenmek kaydıyla taşınmazlar rayiç bedel üzerinden belediyelerce doğrudan bunlara satılır.
5- 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun:
Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu:
Madde 3/C- (Ek: 18/6/2014-6545/6 md.)
...
4. Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevleri şunlardır:
...
c) Benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar
arasında veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunması hâlinde; resen veya ilgili bölge idare mahkemesi dairelerinin ya da istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların bu aykırılığın veya uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, istemin uygun görülmesi hâlinde kendi görüşlerini de ekleyerek Danıştaydan bu konuda karar verilmesini istemek.
...
5. (Değişik:17/10/2019-7188/7 md.) Dördüncü fıkranın (c) bendine göre yapılacak istemler, konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna iletilir. İlgili dava daireleri kurulunca üç ay içinde karar verilir. Aykırılık veya uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Başvuruya konu olan kararlar arasındaki aykırılık, belediyelerin özel mülkiyetinde olup,
üzerinde yapı kayıt belgesi almış bina bulunan taşınmazların, yapı kayıt belgesi sahibi kişilere satılıp satılmaması konusunda belediyelerin takdir yetkisi olup olmadığı hususundan kaynaklanmaktadır.
İmar Kanunu'na 2018 yılında eklenen geçici 16. madde uyarınca, afet risklerine hazırlık
kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara başvuru yapılması halinde yapı kayıt belgesi verilebileceği düzenlenmiş olup; başvuranların beyanına göre Bakanlık veyajkyetkilendireceği kurum ve kuruluşlarca verilen yapı kayıt belgelerinin, yapının yeniden yapılması veya kentsel dönüşüm uygulamasına karar verilinceye kadar ilgililere geçici süreliğine bazı haklar tanıdığı; bu bağlamda 3194 sayılı Kanun'un anılan maddesinde, yapı kayıt belgesi alınan yapıların
belediyelere ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması halinde, yapı kayıt belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin talepleri üzerine bedeli ilgili belediyesine ödenmek kaydıyla taşınmazların rayiç bedel üzerinden belediyelerce doğrudan satılacağına yönelik düzenleme getirildiği görülmektedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Mevzuat Bilgi Sisteminde yapılan incelemede,
dayanak Kanun maddesinin gerekçesi bulunmamakla birlikte, maddenin ilk kabul edildiği "Taslak Gerekçesi"nin; "Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız, ruhsat ve eklerine aykırı veya imar mevzuatına aykırı yapıların kayıt altına alınması ile dönüşüm projelerine finans sağlanarak dönüşümün daha hızlı ve etkin yapılması amacıyla;
- 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapıların, yapı sahiplerinin müracaatları üzerine ve beyanına göre hazırlanacak Yapı Kayıt Sistemine işlenmesi,"Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız, ruhsat ve eklerine aykırı veya imar mevzuatına aykırı yapıların kayıt altına alınması ile dönüşüm projelerine finans sağlanarak dönüşümün daha hızlı ve etkin yapılması amacıyla;
- 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapıların, yapı sahiplerinin müracaatları üzerine ve
beyanına göre hazırlanacak Yapı Kayıt Sistemine işlenmesi,
- Bu yapılara su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilmesi, yargı ve belediyelerdeki iş yükünün
azaltılabilmesi için alınmış yıkım kararlarından ve tahsil edilmeyen para cezalarından
vazgeçilmesi,
- Maliklerin yarısının muvafakatinin bulunması halinde yapı kullanma izin belgesi aranmaksızın cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edilebilmesi,
- Yapı Kayıt Belgesinden elde edilecek gelir, genel bütçeye gelir kaydedilecektir. Bu gelirler, şehirlerin yeniden inşaa ve imarında kullandırılması" olduğu anlaşılmıştır. 3194 sayılı İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesine dayanılarak hazırlanan Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar ile; yapı kayıt belgesi müracaatına, yapı kayıt belgesi bedelinin hesaplanması ve ödenmesine, yapı kayıt belgesi verilen Hazineye ait taşınmazların
satışına, yapı kayıt belgesi düzenlenmeyecek yapılar ile bu belgenin düzenlenmesi safhasında yalan beyanda bulunanlar hakkında yapılacak işlemlere ilişkin hususların düzenlendiği anlaşılmakta olup, Esaslar'ın 7. maddesinin 4. fıkrasında, belediyelerin özel mülkiyetinde olan taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olan yapılara da yapı kayıt belgesi verilebileceği, böyle bir durumda, yapı kayıt belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin talepleri üzerine bedeli ilgili belediyesine ödenmek kaydıyla taşınmazların rayiç bedel üzerinden belediyelerce doğrudan bu kişilere satılacağı hüküm altına alınmıştır. Anılan Esaslar'ın, Çevre ve Şehircilik Bakanı ile Hazine ve Maliye Bakanı tarafından yürütüleceği görülmekte olup, 2019 yılında, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesi kapsamında yapı kayıt belgesi alınan yapıların bulunduğu Hazineye ait taşınmazların, yapı kayıt belgesi sahiplerine satışına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülecek olan 396 sıra sayılı Milli Emlak Genel Tebliği çıkarılmıştır.
Anılan Tebliğ'in "Satılamayacak taşınmazlar" başlıklı 4. maddesinde, "(1) Bu Tebliğ
kapsamında;
a)31/12/2017 tarihinden sonra üzerinde yapı yapılan taşınmazlar,
b)25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında kalan taşınmazlar,
c) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanunu kapsamında kalan taşınmazlar,
ç) 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanununa göre kıyıda kalan yerler,
d) 9/8/1983 tarihli ve 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu uyarınca milli park, tabiat parkı,
tabiat anıtı ve tabiatı koruma alanları içinde kalan taşınmazlar,
e)21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu
kapsamında satışı mümkün olmayan taşınmazlar ve ilgili idare tarafından satılması uygun
görülmeyen taşınmazlar,
f)18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununda tanımlanan Boğaziçi sahil şeridi
ve öngörünüm bölgesi içinde 3194 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesi uyarınca adı geçen Kanuna eklenmiş olan kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanda bulunan taşınmazlar,
g) İstanbul tarihi yarımada içinde 3194 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesi uyarınca
adı geçen Kanuna eklenmiş olan kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanlarda
bulunan taşınmazlar,
ğ) 19/6/2014 tarihli ve 6546 sayılı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı Hakkında
Bazı Düzenlemeler Yapılmasına Dair Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde
belirlenmiş Tarihi Alanda bulunan taşınmazlar,
h) Özel kanunlar kapsamında kalan ve ilgili idare tarafından satışı uygun
görülmeyen taşınmazlar,
ı) Sosyal donatı için tahsislialanlarda kalan taşınmazlar,
i) İmar planlarında kamu hizmeti için ayrılmış taşınmazlar (ilgili idare tarafından bu
hizmette kullanılmayacağı belirtilenler, fiili veya hukuki durumu itibarıyla kamu hizmetlerinde
kullanılması mümkün bulunmayanlar veya ilgili milliemlak idaresince fiilen kamu hizmetinde
kullanılmadığı tespit edilenler hariç) veya fiilen kamu hizmetlerinde kullanılan taşınmazlar,
j) Teferruğ yoluyla edinilen ve edinme tarihinden itibaren bir yıl geçmemiş taşınmazlar,
k)Kamulaştırma yoluyla edinilip 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun
23 üncü maddesinde yazılı süresi dolmamış taşınmazlar,
l) Taşkın yapı durumunda olanlar hariç; üzerinde havuz, spor sahası, konteyner ve
benzeri bina niteliğinde olmayan yapı bulunan taşınmazlar,
m) Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup tescili mümkün olmayan taşınmazlar,,
n) Özel kanun hükümleri gereği kamu kurum ve kuruluşlarına tahsisi, devri, terki ve
kullanım hakkı verilmesi gereken taşınmazlar,
o) Hatay ilisınırları içerisinde bulunanlar ile Çanakkale ilinin Bozcaada ve Gökçeada
ilçelerisınırları içerisinde bulunan taşınmazlar,
ö) Yapı Kayıt Belgesi iptal edilen taşınmazlar,
p) Bakanlıkça satışı uygun görülmeyen taşınmazlar, satılamaz." hükmüne yer verilmiştir.
Aykırılığa konu edilen kararların incelenmesinden; belediyelerin özel mülkiyetinde olup,
üzerinde yapı kayıt belgesi almış bina bulunan taşınmazların, İmar Kanunu'nun geçici 16.
maddesi uyarınca yapı kayıt belgesi sahibi kişilere satılması istemiyle yapılan başvuruların, davalı idarelerce, "farklı Kanun hükümlerine dayalı olarak Belediyelerine devredilen uyuşmazlığa konu edilen taşınmazların satışının mümkün olmadığı, zira taşınmazların satışı yapıldığı takdirde, ilgili belediyelerce, taşınmazların bulunduğu alanlarda yürütülen projelerin yürütülmesinde aksaklıklar yaşanılabileceği" yolundaki gerekçelerle reddedildiği anlaşılmaktadır.
Hem İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesinde, hem de Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine
İlişkin Usul ve Esaslar'da, yapı kayıt belgesi düzenlenen yapı sahiplerinin talebi halinde, Hazine veya belediyelere ait taşınmazların talep sahibi kişilere doğrudan satılacağı hüküm altına alınmış olmakla birlikte, yukarıda ilgili maddesine yer verilen 396 sıra sayılı Tebliğ uyarınca, Hazine'ye ait taşınmazlar üzerinde yer alan yapılara ilişkin yapı kayıt belgesi düzenlenmiş olması halinde, üzerinde ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapı bulunan taşınmazların, ilgili kişilere her durumda satılmayacağı, örneğin, anılan Tebliğ kapsamında kalan taşınmazlardan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca satışı uygun görülmeyen taşınmazların da talep sahiplerine satılmayacağının kurala bağlandığı anlaşılmaktadır.
Diğer yandan, Hazineye ait taşınmazların satışı açısından yürürlüğe konulan Tebliğ gibi,
belediyelere ait taşınmazların satışının detaylandırılmasına yönelik herhangi bir düzenleyici işlem tesis edilmemiştir.
Bununla beraber, yapı kayıt belgesi alınan yapının sahibi veya bunların kanuni veya akdi
haleflerinin talepleri üzerine, belediyelere ait hangi taşınmazların satılacağı, hangi taşınmazların satılmayacağı yönünde her ne kadar ülke çapında uygulanacak bir düzenleyici işlem yürürlüğe konulmamış ise de; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yürürlüğe konulan Milli Emlak Genel Tebliği'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (p) bendindeki düzenleme ile anılan Bakanlığa tanınan takdir yetkisinin, belediyelere aitötaşınmazlar açısından da kıyasen uygulanmasına mani bir hâlin bulunmadığı açıktır.
Kaldı ki; aykırılığın giderilmesine konu uyuşmazlıklarda da, Pendik Belediye Başkanlığına
ait olan taşınmazın bulunduğu alanda 775 sayılı Gecekondu Kanunu uyarınca işlemler
yürütüldüğü, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı mülkiyetinde olan taşınmazı kapsayan alanın ise 5393 sayılı Kanun'un 73. maddesi uyarınca kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edildiği ve bu doğrultuda alanda proje yürütüldüğü, anılan İdarelerce, yapı kayıt belgesine konu taşınmazların satışının, yürütülen kamu hizmetinde aksamalara ve projelerin yürütülmesinde sıkıntılara yol açabileceği gerekçeleriyle uygun görülmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; yapı kayıt belgelerinden elde edilecek gelirler ile şehirlerin yeniden inşa
edileceği ve dönüşüm projelerine finans sağlanarak dönüşümün daha hızlı ve etkin yapılması amacıyla yürürlüğe konulan imar barışı kapsamında, Anayasa'daki mahalli idareler arasında olan ve mahalli müşterek ihtiyaçların giderilmesine yönelik birden fazla faaliyet yürüten belediyelerin de, İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesi uyarınca satışı talep edilen taşınmazların, talep sahibi kişilere satılıp satılmayacağı hususunda takdir yetkisi bulunduğu, aksi yorumun, düzenli kentleşmeyi sağlamak, beldenin konut, sanayi ve ticaret alanı ihtiyacını karşılamak, belediye ve mücavir alan sınırları içinde, imarlı ve alt yapılı arsalar üretmek; konut, toplu konut yapmak gibi hizmetlerin yürütülmesi konusunda belediyelere verilen görev ve yetkilerin kullanılamamasına
neden olabileceği sonucuna varılmıştır.
III-SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle; Bölge İdare Mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın, "belediyelerin özel mülkiyetinde olup, üzerinde yapı kayıt belgesi almış bina bulunan
taşınmazların, yapı kayıt belgesi sahibi kişilere satılıp satılmaması konusunda belediyelerin takdir yetkisi olduğu" doğrultusunda giderilmesine, kesin olarak, 13/03/2024 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Aykırılığa konu edilen uyuşmazlıklar, belediyelerin özel mülkiyetinde olup, üzerinde
yapı kayıt belgesi almış bina bulunan taşınmazların, yapı kayıt belgesi sahibi kişilere satılıp satılmaması konusunda belediyelerin takdir yetkisi olup olmadığı hususundan kaynaklanmaktadır. 3194 sayılı İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesinde, afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara, kayıt bedelinin ödenmesi halinde yapı kayıt belgesi verilebileceği, yapı kayıt belgesinin, yapının kullanım amacına yönelik olduğu, yapı kayıt belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabileceği, yapı kayıt belgesi alınan yapıların belediyelere ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması halinde, yapı kayıt belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin talepleri üzerine bedeli ilgili belediyesine ödenmek kaydıyla taşınmazlar rayiç bedel üzerinden belediyelerce doğrudan satılacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan maddeye dayalı olarak Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar yürürlüğe konulmuş, Esaslar'ın "Hazineye ve belediyeye ait taşınmazlar üzerindeki yapılar" başlıklı 7. maddesinin 4. fıkrasında da, belediyelerin özel mülkiyetinde olan taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olan yapılara yapı kayıt belgesi verilebileceği, böyle bir durumda, yapı kayıt belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin talepleri üzerine bedeli ilgili belediyesine ödenmek kaydıyla taşınmazlar rayiç bedel üzerinden belediyelerce doğrudan bunlara satılacağı düzenlenmiştir.
Yukarıda anılan Kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, kanun koyucunun,
talep halinde, belediyelerin mülkiyetinde bulunan taşınmazların yapı kayıt belgesi sahiplerine doğrudan satılacağı yönünde emredici nitelikte düzenleme getirdiği, belediyelere ait taşınmazların yapı kayıt belgesi sahiplerine satışı konusunda, belediyelere herhangi bir takdir hakkı tanınmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, aykırılığın "belediyelerin özel mülkiyetinde olup, üzerinde yapı kayıt belgesi almış bina bulunan taşınmazların, yapı kayıt belgesi sahibi kişilere satılıp satılmaması konusunda belediyelerin takdir yetkisi olmadığı" doğrultusunda giderilmesi gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmıyoruz.

Comments