Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, çocuklar ile kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru görülmediği gibi, davalı anneye külfet yükleyecek veya insiyatifi anneye bırakmak suretiyle çocuklar ile davacı arasındaki bağların güçlendirilmesi amacına aykırı düşecek şekilde kişisel ilişki kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan sebeplerle velâyeti anneye verilen çocuklar ile davacı babaanne arasında uygun sürelerle kişisel ilişki hakkı tanınması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ'NİN 26.09.2024 TARİH, 2024/5430 ESAS VE 2024/6450 KARAR SAYILI İLAMI
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/521 E., 2024/617 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/395 E., 2023/717 K.
Taraflar arasındaki torunla kişisel ilişki davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı (anne) vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı (anne) vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı babaanne vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin oğlu ...'nın 23.09.2017 tarihinde vefat ettiğini, vefat ettiği tarihte davalı ile evli olduğunu, bu evliliklerinden 2017 doğumlu ikiz kızlarının olduğunu, müvekkilinin 72 yaşında yaşlı bir kadın olduğunu, torunlarını görmek ve onlarla vakit geçirmek istediğini, ancak davalının hiçbir şekilde çocukları göstermediğini, müvekkilinin görüşme istemlerinin de geri çevrildiğini, bu durumun çocukların sosyal ve psikolojik durumunu da etkilediğini belirterek torunları ile müvekkilinin arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı anne vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşinin vefat ettiğini, davacının hiçbir şekilde müvekkilini aramadığını, çocukları görmeye gelmediğini, müvekkilinin anlayışsız, gaddar birinin olmadığını, davacının müvekkilinin eşi öldükten sonra araya mesafe koyduğunu, çocukların davacının yanında yatılı olarak kalmasının zihinsel gelişimleri için sıkıntı teşkil edeceğini, davacının hiçbir şekilde bugüne kadar müvekkiline iyi davranmadığını, müvekkilinin hamileliği döneminde eşinin rahatsızlandığını, o süreçte de davacının yardımcı olmadığını, Mustafa'nın ölmeden önce müvekkili aldattığını, o dönemde de davacının oğlunu desteklediğini, müvekkiline psikolojik baskı yaptığını, kötü niyetli olduğunu, çocukların babadan kalan evlerden hak kazandıkları kira alacağını dahi vermediğini, tüm amacının oğlundan kalan gayrimenkullerden faydalanmak olduğunu, çocukları görmeye geldiğinde Mustafa ile ilgili konular açarak can sıkıcı sözlerde bulunduğunu, bir kere dahi telefonla görüntülü çocukları aramadığını, maddî menfaat sağlamak için bu davayı açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, çocukların kişisel ilişki tesisi sırasında bakım ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek istek ve yeterlilikte olduğu, davacı ile çocuklar arasında yatılı kişisel ilişki tesis etmenin önünde engel teşkil edecek bir durumun bulunmadığı kişisel ilişkinin çocuğun ileride başkalarıyla anlamlı ilişkiler kurma becerisini olumlu yönde etkileyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, sosyal inceleme raporu doğrultusunda davacı ile torunları arasında 01.01.2025 tarihine kadar olmak kaydıyla her ayın ikinci hafta sonu Cumartesi sabahı saat 10.00'dan aynı gün saat 17.00 kadar anne veya annenin uygun göreceği bir kişi nezaretinde, 01.01.2025 tarihinden itibaren her ayın ikinci hafta sonu Cumartesi sabahı saat 10.00'dan aynı gün saat 17.00 kadar ve her yıl sömestr tatilinin başladığı ilk Pazartesi günü saat 10.00'dan takip eden Perşembe günü saat 10.00'a kadar ve her yıl 1 Temmuz saat 10.00'dan 10 Temmuz saat 17.00'e kadar görüşebilmesi için kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı (anne) vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı (anne) vekili özetle; davacıların çocukları hiç aramadığını, müvekkilinin göstermediği yönündeki beyanların doğru olmadığını, ayrıca kurulan kişisel ilişkinin çok uzun olduğunu, 2028 yılından önce kişisel ilişkinin kurulmaması gerektiğini belirterek davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 4721 sayılı Kanunun 325 inci maddesindeki düzenleme ve dosyadaki delil durumuna göre yerel İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı nedenlerle davacı babaanne ile torunlar arasında kişisel ilişki süresi tesis edilmesinde; tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının kendi konutunda yanında bulunan kızı (çocukların halası) ile yaşadığı dikkate alındığında belirlenen kişisel ilişki süresinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı (anne) vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı (anne) vekili özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek ve istinaf sebeplerini tekrarla davanın kabulü yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, babaanne ile torunlar arasında kişisel ilişki tesisi edilmesi için olağanüstü halin gerçekleşip gerçekleşmediği, davanın kabulünün gerekip gerekmediği, kurulan kişisel ilişki sürelerinin uzun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 6 ncı, 182 nci ve 324 üncü maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri. Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 4 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.İlk Derece Mahkemesince velâyet hakkı annede olan çocuklar ile davacı babaanne arasında 01.01.2025 tarihine kadar anne veya annenin uygun göreceği bir kişi nezaretinde, 01.01.2025 tarihinden sonra ise belirlenen zamanlarda kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir. Davalı annenin istinaf başvurusu esastan reddedilmiş, hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmiştir.
2. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, çocuklar ile kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru görülmediği gibi, davalı anneye külfet yükleyecek veya insiyatifi anneye bırakmak suretiyle çocuklar ile davacı arasındaki bağların güçlendirilmesi amacına aykırı düşecek şekilde kişisel ilişki kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan sebeplerle velâyeti anneye verilen çocuklar ile davacı babaanne arasında uygun sürelerle kişisel ilişki hakkı tanınması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine
26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Comments