Davalı şirketin feshi yerine yaşatılmasını gerektirecek ekonomik ve rasyonel veriler mevcut olmadığından şirketin ticari faaliyetinin olmadığı, şirketin devamında genel ekonomik menfaatler için yarar bulunduğunun tespit edilemediği, hiç kâr dağıtmayan ve ... zamandır zarar eden ekonomik yönden kötü durumda olan bir şirkette diğer pay sahibinin şirketin devamına ilişkin menfaatinin önemli görülemeyeceği sonucuna varılmaktadır. Ekonomik faaliyeti ... bulunan şirketin devamında genel ekonomik menfaatler açısından bir fayda bulunmadığı kabulüyle şirketin fesih ve tasfiyesine karar veren İlk Derece Mahkemesinin kararı yerindedir. Ne var ki, şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin davanın ortaklık tüzel kişiliğine karşı açılması gerekli ve yeterli olduğu, şirket ortak ve müdürüne de husumet yöneltilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne davalı ortaklar yönünden pasif husumet yönünden reddi ile davanın şirket yönünden kabulüne ve şirketin feshine şeklinde karar verilmiştir.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ'NİN 28.02.2024 TARİH, 2022/5239 ESAS VE 2024/1582 KARAR SAYUILI İLAMI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/831 Esas, 2022/472 Karar
DAVALILAR :1-... vekili Avukat ...
2-... vekili Avukat ...
3-...
DAVA TARİHİ :
HÜKÜM : Davanın reddi
(Esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle)
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/52 E., 2019/730 K.
Taraflar arasındaki şirketin feshi talepli davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın davalılar ... ve ... yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, asıl amacının kâr elde etmek ve ortaklara paylaştırmak olan davalı şirketin, ortaklar arasındaki husumet nedeniyle bu amacını yerine getiremeyip zarar ettiğini, işyeri kirası başta olmak üzere şirketin genel giderlerinin müvekkili ve müvekkilinin eşi tarafından karşılandığını, müvekkilinin muhalefet şerhine rağmen şirket merkezinin Kadıköy Suadiye’den, ortakların ikamet adreslerine ve danışan portföyüne uzak olan Bakırköy’e taşındığını ve şirketin faaliyetinin bu nedenle fiilen sona erdiğini, şirketin feshi için haklı nedenlerin oluştuğunu ileri sürerek davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili, şirketin feshine ilişkin şartların oluşmadığını, davacının dayandığı “haklı sebep" kavramının soyut ve geniş kapsamlı olduğunu, somut olay bağlamında haklı nedenlerin spesifik olarak gösterilmesi gerektiğini, davacının, ortaklar arasında husumet yaratmaya çalıştığını, müvekkilinin davacıya hiçbir husumet gütmediği gibi davacının huzursuzluk yaratacak davranışlarına da şirketin menfaati için göz yumduğunu, müdür olmadığı halde davacının yönetime fazlasıyla müdahale ettiğini, şirketin kârı için atılan adımlarda gerekçeli veya gerekçesiz müdahale ... ortakları huzursuz ettiğini, söz konusu durumun haklı sebep sayılsa dahi şirketin feshi için değil davacının ortaklıktan çıkarılmasına dayanak oluşturacak bir haklı sebep olduğunu, davacının ortaklıktan ayrılma talebine bir diyeceklerinin olmadığını ancak kusurlu olması nedeniyle bu talepte bulunmaya ve alacak talep etmeye hakkı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... vekili, davacının talepleri haksız dayanaksız olsa da fesih talebine katıldıklarını; dava konusu şirketin kurulduğu günden bu yana kâr elde etme amacını gerçekleştiremediğini, şirket giderlerinin ortaklar tarafından karşılandığını ve bunun şirketin ticari ve muhasebe kayıtları ile ... olduğunu fakat davacının giderleri yalnız kendisinin karşıladığı iddiasını kabul etmediklerini, şirket merkezinin bulunduğu işyeri kirasının çok yüksek olması nedeniyle taşınma kararı alındığını, faaliyet alanının psikolojik danışmanlık olması nedeniyle danışan portföyünün belli bir ikamet alanının olmadığını, her yerden müşteri gelebildiğini; taşınma kararı alınan genel kurulda, davacı ve eşinin, müvekkiline karşı sergilediği tutum ve davranışlar nedeniyle müvekkilinin İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2016/174892 soruşturma dosyası ile şikayette bulunmuş olduğunu, hem maddi sıkıntılar yaşandığı hem de faaliyet alanı psikolojik danışmanlık olmasına rağmen yaşanan huzursuzlukların ortaklığı çekilmez hale getirdiğini ve şirketin, amacına ulaşamayacağını belirterek davacının dava nedenleri kabul etmemekle birlikte şirketin feshi talebine katılma zorunluluğu olduğunu, bu nedenle şirketin feshine, müvekkilinin dava açılmasında kusuru bulunmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Davalı şirket kendisini vekille temsil ettirmediği gibi davaya yazılı cevap da vermemiş ve fakat davalı şirket temsilcisi 12.04.2018 tarihli celsedeki beyanında, şirketin kurulduğundan buyana yeterli iş yapamadığını, ortakların desteği ile ayakta durduğunu, işyeri kirasından ... yüksek maliyetler nedeniyle şirket merkezinin Bakırköy’e taşındığını, Bakırköy'e taşındıktan sonra da şirketin fiilen çalışmadığını, mevcut durum karşısında şirket yetkilisi olarak şirketin feshine ilişkin davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirketin zarar ettiği, kâr edemediği, müşteri portföyünün bulunmadığı, iki yıldan fazla bir süredir faaliyetlerine fiilen son ... olduğu, ortaklar arasında, şirket içindeki ortaklık ilişkisini objektif ve sürekli olarak katlanılamaz hale getiren şahsi çatışmaların bulunduğu ve yaşanan huzursuzluğun şirketin faaliyetlerine devamını olanaksız kıldığı, şirketin feshi için haklı sebeplerin oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne davalı şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; şirketin feshi için haklı nedenlerin olmadığını, bu bağlamda Yargıtayın ortaklar arasında yaşanan bir olay neticesinde kovuşturma dosyası var ise haklı sebebin varlığını kabul ettiğini, oysa ki somut olayda bu şartı sağlayacak bir kovuşturma dosyasının mevcut olmadığını, dolayısıyla "ortaklık ilişkisini objektif ve sürekli olarak katlanılamaz hale getiren şahsi çatışmaların bulunduğu" gerekçesine dayandırılmasının doğru olmadığını, müvekkili tarafından şirkete kazandırılmış müşteri portföyünün olduğunu, şirketin feshinin en son çare olduğunu, davacı ortağın şirketten çıkartılmasına veya duruma uygun düşen başka bir çözüme hükmedilebilecekken şirketin feshine karar vermesinin doğru olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 636 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında belirtildiği üzere ilgili her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkemenin, fesih talebi yerine, davacı ortağa payının ... değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına karar verebilir. Davalı şirketin ödenmiş sermayesini tamamen kaybettiği, kurulduğundan buyana sürekli zarar ettiği, gayrı faal durumda olduğu ve son üç yılında kayden ve rayiç değer bilançosuna göre borca batık olduğu, şirket ortakların bir araya gelmedikleri gibi, şirketin devamı ve yönetimi konusunda katkıda bulunma ihtimallerinin ortadan kalktığı gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince, şirketin feshi için haklı nedenlerin oluştuğunun kabulünde isabetsizlik olmadığı, haklı sebeple fesih yerine alternatif çözüme hükmedilebilmesi için bu çözümün ilgililerin menfaatine olması gerekmektedir. Davalı şirketin feshi yerine yaşatılmasını gerektirecek ekonomik ve rasyonel veriler mevcut olmadığından şirketin ticari faaliyetinin olmadığı, şirketin devamında genel ekonomik menfaatler için yarar bulunduğunun tespit edilemediği, hiç kâr dağıtmayan ve ... zamandır zarar eden ekonomik yönden kötü durumda olan bir şirkette diğer pay sahibinin şirketin devamına ilişkin menfaatinin önemli görülemeyeceği sonucuna varılmaktadır. Ekonomik faaliyeti ... bulunan şirketin devamında genel ekonomik menfaatler açısından bir fayda bulunmadığı kabulüyle şirketin fesih ve tasfiyesine karar veren İlk Derece Mahkemesinin kararı yerindedir. Ne var ki, şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin davanın ortaklık tüzel kişiliğine karşı açılması gerekli ve yeterli olduğu, şirket ortak ve müdürüne de husumet yöneltilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne davalı ortaklar yönünden pasif husumet yönünden reddi ile davanın şirket yönünden kabulüne ve şirketin feshine şeklinde karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın müvekkili yönünden pasif husumet yoksunluğu nedeniyle reddedildiğini, davacının müvekkiline yöneltmiş olduğu işbu haksız dava sebebiyle kendisini yasal vekil ile temsil ettirmek zorunda kaldığından davacı aleyhine karşı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, şirketin fesih ve tasfiyesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri
2. 6102 sayılı Kanun'un 596, 621 ve 636 ncı maddeleri
3. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince dava tüm davalılar yönünden kabul edilmiş, davalı ... vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davalılar ... ve ... yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Bu durumda karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca kendini vekil ile temsil ettiren davalı ... yararına vekâlet ücreti taktiri gerekirken bu hususta bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 ... maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm bölümüne 10 numaralı bent olarak "Davalı ... kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'ye verilmesine" ibaresinin eklenmesi, hükmün 10 numaralı bendinin ise 11 numaralı bent olarak düzenlenmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı ...'ye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Comments