top of page

ÜÇÜNCÜ KİŞİ AYNI DAVA İLE TERDİTLİ OLARAK İCRA MEMURU İŞLEMİNİ ŞİKAYET EDEBİLECEĞİ GİBİ İSTİHKAK DAVASI DA AÇABİLİR

Yazarın fotoğrafı: Av. Özgür GÜLAv. Özgür GÜL
3. kişinin taleplerinin yasal dayanağı İİK'nın 96-97. maddeleri olup alacaklıdan mal kaçırma, organik bağ vs. iddiaları şikâyette değil, açılacak istihkak davasında dinlenebileceğinden 3. kişinin terditli olarak ileri sürdüğü talepler arasında hukuki bir bağlantı bulunmaktadır. 3.kişinin taleplerinin aynı amaca hizmet etmesi iki ayrı talebin bulunmadığı anlamına gelmez. Yukarıda açıklandığı gibi 3. kişi icra memurunun işlemine karşı şikâyette bulunabileceği gibi istihkak davası da açabilir. 3.kişinin asli talep olarak bildirdiği şikâyet kabul edilse idi 3. kişinin istihkak davası açma yükümlülüğü ortadan kalkacağı için terditli olarak ileri sürülen istihkak davasının görülmesine gerek kalmayacaktı. Bu durum usul ekonomisine de uygun bir hâldir. Aksinin kabulü, aynı süre içerisinde şikâyet başvurusu ve istihkak davası açmak zorunda olan alacaklının hukuki yararının çiğnenmesi sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle, Mahkemece terditli açılan istihkak davası ile ilgili tefrik kararı verilmesi hatalı olmuş ise de anılan husus temyiz konusu edilmediğinden bozma nedeni de yapılmamıştır.

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ'NİN 28.02.2024 TARİH 2023/7175 ESAS VE 2024/1864 KARAR SAYILI İLAMI

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/3.kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:


Talep, 3.kişinin açtığı İİK 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayet istemine ilişkindir. Mahkemece, haciz mahallinde borçlu şirket yetkilisinin hazır bulunduğu, haciz sırasında borçlu şirket ile ilgili evraklar ele geçirildiği anlaşıldığından haczin borçlunun elindeyken yapıldığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, karara karşı 3. kişi tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.


Bölge Adliye Mahkemesince, haciz borçlu şirket yetkilisi huzuruyla yapılmış olup haczin yapıldığı adresin dava dışı ... Yatırım A.Ş.'nin şantiye adresi olduğu iddia edilmiş ise de bu hususu teyit eden resmi bir kayıt olmadığı, 3. kişinin iddialarının yargılamaya muhtaç olduğu gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.


Dosya kapsamının tetkikinde, dava dilekçesinde icra memuru işleminin iptaline ilişkin şikâyetin reddi hâlinde terditli olarak ileri sürülen istihkak iddiasının kabulü istenmiş olup Mahkemece 16.09.2021 tarihli ara karar ile İİK'nın 97. maddesine dayalı istihkak davasının eldeki dosyadan tefriki ile İİK'nın 16. maddesine dayalı şikayetin yargılamasına eldeki dosyadan devam olunmasına karar verilmiştir.


Ne var ki; şikâyet yoluna başvurulmuş olması istihkak davası açma süresini etkilemez, yani bu süreyi durdurmaz. Bu nedenle söz konusu tehlikeyi önlemek için şikâyet yoluna başvuran tarafın aynı zamanda süresi içinde istihkak davası açması kendi menfaatine olacaktır. Hem şikâyet yoluna başvurulması hem de aynı zamanda istihkak davası açılmasına kanunen bir engel bulunmamaktadır (Aslan, K.: Hacizde İstihkak Davası, Ankara 2005, s. 269).


Şikâyet ve istihkakın 6100 sayılı HMK'nın 111. maddesine göre terditli olarak açılmasında yasaya aykırı bir durum yoktur. ( HGK 10.12.2019 T.2017/8-1917 E., 2019/1332 K.)


Somut olayda, 3. kişinin taleplerinin yasal dayanağı İİK'nın 96-97. maddeleri olup alacaklıdan mal kaçırma, organik bağ vs. iddiaları şikâyette değil, açılacak istihkak davasında dinlenebileceğinden 3. kişinin terditli olarak ileri sürdüğü talepler arasında hukuki bir bağlantı bulunmaktadır. 3.kişinin taleplerinin aynı amaca hizmet etmesi iki ayrı talebin bulunmadığı anlamına gelmez. Yukarıda açıklandığı gibi 3. kişi icra memurunun işlemine karşı şikâyette bulunabileceği gibi istihkak davası da açabilir. 3.kişinin asli talep olarak bildirdiği şikâyet kabul edilse idi 3. kişinin istihkak davası açma yükümlülüğü ortadan kalkacağı için terditli olarak ileri sürülen istihkak davasının görülmesine gerek kalmayacaktı. Bu durum usul ekonomisine de uygun bir hâldir. Aksinin kabulü, aynı süre içerisinde şikâyet başvurusu ve istihkak davası açmak zorunda olan alacaklının hukuki yararının çiğnenmesi sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle, Mahkemece terditli açılan istihkak davası ile ilgili tefrik kararı verilmesi hatalı olmuş ise de anılan husus temyiz konusu edilmediğinden bozma nedeni de yapılmamıştır.


Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup 3. kişi vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.


SONUÇ:


Açıklanan sebeplerle,


Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,


Alınması gereken 427,60 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline


Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,


28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi





Comments


bottom of page